Sabir Şahtahtı

Ermeni Uydurmalarından Doğan Beşeri Cinayetlerin Dünü ve Bugünü


Скачать книгу

hiçbir durumda tesadüf olamazdı. Bu sorunla ortaya çıkan çok sayıdaki sorulara cevap aramayı, okuyucuya bırakıyoruz.

      Rusya’da Ermeni asıllı diplomatik elçilerin Azerbaycan halkına karşı kullanılması geleneğini ise I. Petro başlatmıştır. Ermeni asıllı İsrael Ori 1708 yılında Çarlık Rusya'nın Büyükelçisi olarak öncelikle Şemahı’ya gönderilmiş ve oradan İsfahan’a gitmiştir. Büyük diplomatik heyetle gelen İ.Ori Papa’nın ve Alman İmparatorluğu’nun da mektuplarını İsfahan’da Safevi sarayına sunmuştur. Tarihi kaynaklar dolandırıcı ve servet düşkünü olan İ.Ori’nin Çarlık Rusya'nın Kafkasya’daki yayılmacı politikasının uygulanması amacıyla ciddi sabotaj eylemleri gerçekleştirdiğini, tüm faaliyetini yalan ve iftira üzerine kurduğunu söylüyor.29

      Şimdi, yukarıda sıraladığımız hususlara ait daha tutarlı bir takım olgulara başvuralım:

      Kafkasya bilimcisi V.L.Veliçko’ya göre; Ermeniler ilk terör eylemini 1860-1870 yıllarında Azerbaycan’da, şimdiki Terter bölgesinde gerçekleştirmişler. O dönemde Ermeni haydutları genel olarak Azerbaycan’da yaşayan Rus nüfusuna karşı terör eylemleri düzenliyordu.30 Amaçları Azerbaycan’daki Rus azınlığı sıkıştırıp yurt edindikleri toprakları ele geçirmekti.

      Ermeniler Van İsyan’ı (1915) sırasında Başkale’de Yahudileri acımasızca katletmiş, kadın, çocuk ve yaşlıların olduğu cesetleri üst üste yığmışlardı.31 Kaynaklara göre: “1878 Berlin Antlaşması’ndan hemen sonra Van’da Harahaç Cemiyeti kuruldu. Hemen akabinde 1881’de Rusya himayesinde Ermenilerin kurdukları dernekler Anadolu’ya silah göndermeye başladılar. Aynı tarihte Erzurum’da Anavatan Müdafileri Derneği ve 1885’te Van’da İhtilalci Armekan örgütü kuruldu. En etkili Ermeni örgütü ise 1887’de Cenevre’de kurulan Hınçak Partisi oldu. Partinin adı üç yıl sonra İhtilalci Hınçak Partisi olarak değiştirildi. Bütün bu örgütler/partiler bağımsızlık elde edebilmenin önemli yapı taşları idi. Bunların amacı, Türkleri Doğu Anadolu’dan çıkartmak ve bölgeyi içeren bir bağımsız Ermenistan devleti kurmak idi. Ermenilerin bu arzuları karşısında Türkler Anadolu’daki topraklarından vazgeçmeyecekler ve hatta direnmekten çekinmeyeceklerdir. Ermenilerin bu arzularını gerçekleştirebilmek için çeşitli girişimlerde bulundukları bilinmektedir. Doğu Anadolu’da Türk köylerini basarak bir çok insanı katletmiş olmaları bu girişimlerden en şiddetli olanıdır.”32

      Azerbaycan’da yaşayan Almanlar 1905-1907 yıllarında ve 1918 yılının Mart ayında Ermenilerin yaptıkları kanlı olaylara karşı tarafsız kalmışlardı. Buna rağmen, çar ordusundaki Ermeni subaylar öncelikle Almanları silahsızlandırmayı başardı. Sonraki etapta ise Ermeni silahlı birlikleri Almanlara karşı acımasızca katliamlar yaptılar.33 Bolşevik devriminden bir süre önce çarın valileri Azerbaycan’daki Almanlardan müsadere edilen silahları Ermenilere dağıtıyorlardı. Almanların 1819 yılında Azerbaycan topraklarına göç ettiği bilinmektedir. Onlar Birinci Dünya Savaşı’na kadar Azerbaycan’da kendilerine huzurlu ve sakin bir hayat kurmuşlardı. Fakat Ermeni açgözlüğü ve kurnazlığı Almanların mallarını mülklerini gözüne kestirmiştir. Azerbaycan’da Sovyet rejimi kurulduktan sonra Ermeniler devletin çeşitli organlarına Almanların sözde anti-Sovyet propagandası yaptıkları hakkında mütemadi olarak ihbar dilekçeleri gönderiyorlardı. 1949 yılında böyle bir dilekçe incelenmek üzere Azerbaycan SSC Devlet Güvenlik Komitesi’nin subayı Ermeni Abramov’a verilmiştir. Ermeniler zamanla çeşitli kurnazlıklara baş vurarak Azerbaycan’daki Almanların bir kısmının Sibirya’ya sürülmesine sebep olmuş ve onların mallarına, evlerine ve tarım alanlarına sahip olmuşlardır.34 1990 Ocak’ında 19’unu 20'sine bağlayan gece Azerbaycan’ın uğradığı Sovyet askerî saldırısını fırsat bilen Ermenistan da sınır boyu Azerbaycan’a karşı saldırıya geçti. 19 Ocak 1990 yılında Nahçivan Özerk Cumhuriyeti’nin Sederek kasabası Ermenistan’ın Ararat İdari Bölgesi’nin Yerarhs köyü istikametinden top ateşine maruz kalmış, daha sonra kasabaya silahlı baskın yapılmıştır. Baskın sonucunda kasabadaki şarap fabrikası ve şarapla dolu 2 depo patlatılmış, tesisler yakılmış, 5 ev harab edilmiş, 6 Azerbaycanlı katledilmiş, 23 kişi ise yaralanmıştır.35 Ermenilerin demir yolu bağlantısını kesmesinden sonra Nahçıvan’ın Bakü ile ulaşımını sağlayan tek yol hava yoluydu. Bu nedenle hava limanı yeniden inşa edildi. Türkiye’den ve İran’dan yardımlar geldi. Büyük Lider Haydar Aliyev, Türkiye’ye yapılan resmi ziyaretlere bizzat katılarak devlet başkanları ile görüşüp antlaşmalar imzaladı. Böylece Türkiye ve İran’dan elektrik enerjisi alındı ve Nahçıvan’da bu ülkelerin baş konsoloslukları açıldı. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki tek temas noktası olan Nahçıvan’daki “Ümit Köprüsü” nün hizmete açılması, Nahçıvan’ın yaşam tarzını hızla değiştirdi. Böylece Nahçıvan’ın savunma gücü de gelişti. Haydar Aliyev, Nahçıvan’ı korumak için Kars Antlaşması’ndan istifade etti. XX. yüzyılın başlarında Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir, Behbud Bey Şahtaxtinski ve diğer kahramanların yaptıklarını, XX. asrın sonunda da Büyük Lider Haydar Aliyev hayata geçirdi. Nahçıvan’ın kurtarılmasında Türk Devleti’nin, hükümetinin ve halkının büyük yardımları oldu. Eğer Haydar Aliyev 1993 yılında halkın imdadına yetişmeseydi Azerbaycan Devleti yok olabilir, bu ise Türkiye’de de bazı problemlere yol açabilirdi.

      1905-1907 yıllarında Şamahı’da toplu katliamlar yapan Ermeniler Taşnakların sünni müslümanlara zarar vermedikleri hakkında söylenti yaymışlardır.36 1918 yılında Bakü’de soykırıma maruz kalan Müslüman nüfusun yardımına gelen Dağıstan gönüllülerini geri göndermek amacıyla Ermeniler Bakü’nün resmen İngiliz birliklerine teslim edildiği söylentisini yaymışlardır. Böyle bir durumda Bakü’ye hiç bir yardım yapamayacaklarını düşünen Dağıstanlılar Hırdalan’dan (Bakü’ye 11 km mesafede) geri dönmüşlerdir. Ermeniler Sovyetler Birliği’nin çöküşü yıllarında Azerbaycan’a karşı yeniden başlattıkları toprak iddialarının hayata geçirilmesi esnasında da söylenti yaymak yöntemini fazlaca kullanmışlardır.

      D. Gelovani Sovyet hakimiyetinin ilk yıllarında Azerbaycan’ın kuzey bölgesinde askerlerin işledikleri cinayetlerle ilgili yazıyor: “… Haçmaz’da teğmen Ağacanyan’ın komutasında Ermenilerden oluşan 150 kişilik bölük ve iki top yardımımıza geldi (Bolşeviklerin yardımına – Ş.S).”37

      1918 yılının Mart ayında düzensiz Ermeni birlikleri İran’ın Hoy kentine saldırırlar. Şehir yönetimi tehlikeden korumak amacıyla halkı şehir kalesine toplayıp kapıları kilitler. Bu sırada üç kişi Osmanlı subayı üniformasıyla gelerek şehir yönetimi ile konuşmak istediklerini bildirirler. İçeri alınırlar. Sözde Osmanlı subayları şehrin kenarında Hoylulara yardım etmeye gelen Osmanlı askeri birliklerinin beklediğini söylerler. Sohbet sırasında şehir ileri gelenleri çağırılmamış misafirlerden kuşkulanırlar. Halil isminde cesur bir kişi şehir kapılarının açılmasına karşı çıkar. O, iple kale duvarından aşağıya inerek şehire çok yakın mesafede Ermeni silahlı birliklerinin saldırmak üzere hazır beklediklerini öğrenir. Hatta Rus silahları ile techiz olunmuş Ermeni haydutlarının makineli tüfekleri bile varmış. Meğer onların amacı Osmanlı askerlerinin kıyafetini giyerek halk arasında Osmanlı ordusuna karşı güvensizlik yaratmak ve bu hileyi kullanarak halkı katletmekmiş. Halil’in gelenlerin gerçek kimliğini zamanında