Rahmankul Berdibay

Ulus Olmak İstersek


Скачать книгу

beraber hareket ederse başarı da büyük olur. Camilerin bir odası kütüphane olur, bu bir gelenektir. Yeniden inşa edilecek camilerde de bu geleneği devam ettirmek lazım. İşte o kütüphanelerde sadece dini değil de o köyün, bölgenin halkın şeceresi, saygın şahısların hayatını anlatan belgeler toplanırsa, orası bir tarihî – kültürel merkeze dönüşür. Camiye tüm müslüman gelir namazını kılar, duasını eder. Böyle merkezler halkın birliğini sağlar. Küçük işletmeler ve ekonomik kurumlar medreseler ve camilere maddi destek sağlayabilirler. Kazakistan’da müslüman dininin gelişmesini destekleyen islam memleketleri de vardır. Türkiye binlerce çocuğu ücretsiz okutmaya hazır bulunmakta. Gençlerin birazi din okullarında bilim alırdı. İmkanlardan yararlanmak lazımdır. Yerli devlet kurumları, yeniden kurulan başkanlıklar halkın dini eğitime olan ilgisini destekleyeceğine inanıyoruz. Cami ve medreseler bir boyun veya köyün adına yapıldı demek, kötü bir şey değildir. Bunun adı bir boya ait olsa bile insanlığa yapılan hizmettir.

1992

      Biyler Kurulu Hakkında Birer Söz

      Eskiden kaya gibi güçlü geleneklerimiz ve tertiplerimiz bugünlerde yıpranmış, onun yerine ise yeni kuralların hükmettiği bir dönemin eşiğindeyiz. Parti ve sovyet kurumlarının kararıyla hareket etme eziyetinden kurtulduk, ama şimdi hangi yönde hareket edeceğimizi şaşırmış bir haldeyiz. “Eskiyi köküyle kazıp atmaya” alışık eski bolşevik kafayla sovhozlar ve kolhozları dağıtıverdik, şimdi özel çıftikler onların yerini dolduramıyor. Tabi ki halkımız sağ olsun, kendi alın teriyle ailesini doyuran, devlete de hizmet eden çiftçilerimiz çoğalacaktır, ekin ve hayvancılık da gelişecektir. Toplum hayatında yer alan bu karışık durumların sebebi ve sonuçlarını araştıran sosyal bilim uzmanlarının tetkikleri ve tekliflerine ihtiyacımız vardır.

      Şu anda toplumda cinayet, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet gibi insan ahlakini çökerten felaketler yaygınlaştı, özellikle de gençler arasında ahlaki çöküntü yaşanmakta, alkol düşkünlüğü tehlike yaratmaktadır. Gazete sayfasını bir açarsan hep hırsızlık yapanlar, birisinin malına mülküne hücmedenler, sarhoş olup kavga edenler, rüşvet alıp mahkemelik olanlar, kendini öldürenler, yaşlı ebeveyinlerini bırakıp gidenler, yeni döğmuş bebeğini sokakta bırakanlar hakkında sıkıntılı haberler listesine karşılaşırsın. Kötülüğü açığa çıkarmak çok iyi ama bunu durdurmak için çözüm yolu bulunmalı. Her gün bunca hırsız tutuklndı, bunca katil yakalandı gibisi haberlere alışmaya da başladık. Bu durumda şu halimize bakıp oturmamız mı gerekiyor, yoksa ahlaki çöküntünün önünü kesecek sert tedbirler almanın yolunu mu araştıracağız. Bunu düşünmeden de edemiyoruz.

      Eskiden tertip bozanlara her türlü ceza kullanılagelmiştir. Tertip işini piyoner, komsomol, sendika kurumlarından parti, sovyet organlarına kadar sıkı kontrol altında tutuyordu. Şu anda o kurumlardan hiç biri kalmadı, eyaletten ilçeye, köye kadar idare, akimler ve valilik çalışanları huzurundadır. Ülkede çiftlik ve üretimin gelişmesi veya tam tersi geri gitmesi onların kabiliyeti ve çalışma tarzına bağlıdır. Her bölgenin tarih ve kültür geleneğini, üretim imkanlarını çok iyi bilen, ona göre hareket eden, bölge ahalisi ile birlikte her iş üzerinde derin incelemeler yapabilen akimlerin idaresindeki bölgeler, çok güzel başarılar elde ettiklerine şahid oluyoruz. Maalesef çiftlik işlerinden habersiz, organize etme metotlarını kullanamayan, hala yukarıdan emir ve yardım bekleyen akimlerimiz de az değil. Böyle durumlarda halkın maddi ve manevi açıdan kalkınması yolunda yapılan en küçük adımları bile topluma tanıtarak, güzel geleneğin kalıplaşmasına yardım etmek boynumuzun borcudur.

      Ben son zamanlarda kendisini duyurmaya başlayan terbiye açısından çok önem taşıyan bir sosyal kuruluşa cemaatın dikkati çekmek istiyorum. O, bazı yerlerde halkın eski demokratik geleneği temelinde kurulan Biyler Heyeti’dir. (“Biy” kelimesi yargıç, kadı, hakim anlamına gelir. Sosyal düzen içerisindeki fonksyonu toplumda adaleti sağlamaktır.) Bu şimdilik ülke çapında değil, sadece bazı il ve köylerde kurulmuştur. “Bazı ilçelerde Biyler Heyeti kurulmuş, onlar yerli ahalinin gelenek ve örf adetlerini koruma için çalışmaya başlamış.” gibisi haberleri önceden de duymuştuk. Güney Kazakistan’ın Sozak iline gittiğimizde kendimiz de buna şahid olduk. Tek başına bir devletin toprağı kadar geniş toprağa sahip, ekoloji felaket adına ne varsa bir bir yaşayan Sozak ilinde dünyaya gelen yeni kurumun durumunu ilçe Valiliği iç siyaset bölümü başkanı T. A. Şaymerdenov böyle izah etti: “Sozak ilçesi 11 köy ve 2 kasabadan oluşmaktadır. 1994 yılının şubat ayında tayin edilen ilçe valisi Kuanış Aytahanov Beyin başkanlığıyla yukarıda belirttiğimiz 13 valilik içerisinde Biyler Heyeti kuruldu. Bu heyet gençlerin terbiyesinden sorumludur ve köydeki tüm hırsızlıkları, yolsuzlukları yargılama ve gereken önlemleri almakla görevlendirilmiştir. Biyler heyeti köyde hayvancılık ve ekin işlerinde çok etkili faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu kurumun en büyük görevi, kamu düzenini sağlama alma, yolsuzluğa karşı mücadele eden askerler grubu toplama ve onlara komutan seçme, onların yerli polis merkeziyle işbirliğini kontrol etme, desteklemektir.”

      Bu görüşmeden sonra Biyler Heyeti’nin sosyal düzen içerisindeki önemini anlayabiliriz. Güney Kazakistan ilinde ismi halk arasında hürmetle anılan valilerden biri olan Kuanış Aytahanov Biyler Heyeti’ni ilk önce Arıs ilçesinde organize etmiş, sonra Sozak ilçesinde de devamını getirmiş. “Biyler Heyeti” kulağa alışık olmayan bir kelimedir ama halkımızın asırlarca kamu yönetim sistemini hatırlatan, büyük bir anlam taşıyan, ciddi bir şekilde düşünülmesi gereken bir kavramdır. Bir zamanlar Ş. Valihanov, toplumdaki ihtilafları çözen, sosyal düzeni koruyan, her hükmünde insanî değerleri esas alan biyler mahkemesini tekrardan hayata geçirmeyi teklif etmişti. O, halk arasından seçilen, kıvrak zekası, adaleti ve dürüstlüğü ile halkın beğenisini toplayan, halkın güvendiği, otorite sahibi biylerin kararı, ulus ve devletin temelini pekiştireceğini bildirmişti. Halkın hafızasında yankılanan “Ulus için zengin değil, biy berekettir.” atasözünün derin mana taşıdığını anlamak zor değildir. Bu konuda yönetim gücünün halkın eskiden kalıplaşmış örf-adetine, geleneğine bağlı olduğunu, ulus birliği ve barış için ancak böyle yönetimin üstünlüğünü kabul etmektir. Suçluları oturtacak cezaevleri olmayan, tutuklatacak askeri olmayan biyler hükmünün kurşundan beter olmasının sırrı, onların halk geleneğini esas almasıdır. Biyler hükümeti o kadar kusursuz olmuş ki boylara bölünen ulusu bir arada tutabilmiş, düşmanlığın önünü almış. Biyler hükümetinin derin demokratik sıfatı işte böyleydi. Adalete ihanet eden biyleri halk kudretli sözle cezalandırmış: “Dürüst biyde kardeş yok, sahte biyde iman yok.” atasözü de bunu bildiriyor. “Biy” kelimesi feraset ve iman kelimesinin eş anlamlısıdır.

      Bugünkü Biyler Heyeti (bazı yerlerde Aksakaldar Heyeti olarak geçer) eski zaman biylerinin hakkına sahip değildir ve görevini taşımamaktadır. Eskiden biylerin hüküm çıkarma hakkına sahipti, bu onların devlet yetkilisi olduğunu bildirir. Şimdiki Biyler heyeti tabii ki mahkeme hizmetini yapmıyor. Ama köylerde yolsuzlukları önleme ve tedbirler alma konusunda yardımcı olacakları kesin.

      Söz konusu Sozak ilçesindeki yerel yönetim tarafından kurulmuş olan Biyler Heyeti’nin görevi böyle sıralanmaktadır:

      1. Kazakistan Cumhuriyeti Yerel Yönetim Yasası ve Kazakistan Cumhurbaşkanı ve Hükümetinin kararı ve il, ilçe valisinin ekonomi, sosyal meseleleri ile birlikte hukuki görgü, milli kültürü geliştirme kararlarını ve emirlerinden yola çıkarak, bu meselelerin çözülmesi ve düzenlenmesine katkılarda bulunmaları için kurulmuştur.

      2. Biyler Heyeti köyde bulunan başka sosyal kurumlar ve sokak, ev komiteleri, kadınlar ve emektar kolları gibi sosyal kuruluşlarla beraber çalışır, onlara öncülük eder, faaliyetlerini organize eder.

      Biyler Heyeti Tüzüğünün