Figurezvous que les trois princesses n’ont reçu très peu de chose le Prince Basile rien, et que c’est M. Piyer qui a tout hérité, et qui pardessus le marché a été reconnu pour fils légitime, par conséquent comte Bezoukhov et possesseur de la plus belle fortune de Russie. On prétend que le princa Basile (Vassili) a joué un très vilain rôle dans toute cette histoire et qu’il est reparti tout penaud pour Pétersbourg.
Je vous avoue que je comprends très peu toutes ces affaires de legs et de testament; ce que je sais, c’est que, depuis que le jeune homme que nous connaissions tous sous le nom de M. Pierre tout court est devenu comte Bezoukhov et possesseur de l’une des plus grandes fortunes de la Russie, je m’amuse fort a observer les changements de ton et de manières des mamans accablées de filles à marier et des demoiselles ellesmêmes à l’égard de cet individu qui, par paranthèse m’a paru toujours être un pauvre sire. Comme on s’amuse de puis deux ans à me donner des promis que je ne connais pas le plus souvent, la chronique matrimoniale de Moscou me fait comtesse Bezoukhov. Mais vous sentez bien que je ne me soucie nullement de le devenir. A propos de mariage savezvous que tout dernièrement la tante en général! Anna Mikhailovna, m’a confié sous le sceau du plus grand secret un projet de mariage pour vous. Ce n’est ni plus ni moins que le fils du Prince Basile. Anatole, qu’on voudrait ranger en le mariant à une personne riche et distinguée. Je ne sais comment vous envisagerez la chose mais j’ai cru de mon devoir de vous en avertir.
On le dit très beau et très mauvais sujet; c’est tout ce que j’ai pu savoir sur son compte.
Mais assez de bavardage comme cela. Je finis mon second feuillet, et maman me fait chercher pour aller dîner chez les Apraksine. Lisez le livre mystique que je vous envoie, et qui fureur chez nous. Quoi qu’il y ait des choses dans ce livre difficiles à atteindre avec la faible conception humaine, c’est un livre admirable dont la lecture calme et élève l’âme. Adieu. Mes respects à monsieur votre père et mes compliments à Mlle Bourienne. Je vous embrasse comme je vous aime.
P.S. Donnezmoi des nouvelles de votre frère et de sa charmante petite femme’.
Bütün Moskova savaştan söz etmekte. Kardeşlerimin biri yurt dışındaki cephenin yolunu tuttu çoktan; öbürü ise sınıra doğru hareket eden Süvari Alayı’nda. Herkesin söylediğine göre Sevgili Hükümdar’ımız da Petersburg’dan ayrılıp paha biçilmez varlığını savaşın tehlikeleri içine atmaya karar vermiş. Ulu Tanrı’nın büyük bir lütfu olarak başımıza getirdiği melek, bütün Avrupa’nın huzurunu kaçıran Korsikalı canavarı ümit ederim ki tepetaklak edecektir. Bu savaş, kardeşlerimin yanı sıra beni yürekten bağlı bulunduğum birinden daha ayırdı. O sınırsız heyecanı içinde hareketsiz ve eli kolu bağlı kalamayarak üniversiteyi bırakıp orduya katılan genç Nikolay Rostof’tan söz etmek istiyorum. Size hemen itiraf edeyim ki sevgili Mariyacığım, onun çok genç olmasına rağmen orduya katılışı benim için son derece acı bir şey oldu. Geçen yaz size anlattığım bu gençte öylesine asil bir ruh ve öylesine bir gençlik tutkusu var ki çağımızda, bizim yirmi yaşındaki ihtiyarların arasında bu tür bir heyecana doğrusu pek az rastlanır! O kadar açık yürekli ve iyi kalpli bir insan ki! Aynı zamanda da o kadar temiz ve o kadar şiir dolu bir varlık ki onunla olan ilişkilerim, tüm gençliğine rağmen şimdiye kadar bunca acı çekmiş olan yüreğim için en tatlı teselli kaynağını meydana getirdi. Bir gün size onunla nasıl vedalaştığımızı ve bu vedalaşma sırasında birbirimize neler söylediğimizi anlatırım uzun uzun. Şimdilik her şey henüz o kadar taze ki! Ah sevgili kardeşim, aynı zamanda yakıcı birer dert olan bu zevkleri tatmadığınız için ne denli mutlu olduğunuzu bilemezsiniz! Mutlusunuz çünkü o dertler, verdiği zevkten çok daha büyük ve kahredici… Bilmez değilim, Kont Nikolay o kadar genç ki benim için bir arkadaştan başka bir şey olamaz. Ama bu arkadaşlık çok tatlı bir şey… Kaldı ki o şiir dolu, o tertemiz duygular yüreğim için gerçek bir ihtiyaçtı… Neyse, bu konuda yeterince konuştum… Şu anda bütün Moskova’yı çalkalandıran en önemli haber, ihtiyar Kont Bezuhof’un ölümü ve mirası… Düşünün ki üç prensese pek az bir şey kalmış bu mirastan, Prens Vasili ise hiçbir şey alamamış. Bay Piyer’e gelince: İnanır mısınız ki bu işten en kârlı çıkan o! Gerçekten de Bay Piyer, Kont’un tek mirasçısı olarak kabul edildi; ayrıca Kont’un yasal oğlu olduğu da İmparatorca onaylandı. Böylece Bay Piyer, Kont Bezuhof unvanını resmen aldığı gibi Rusya’nın en büyük servetine de sahip oldu! Dendiğine göre Prens Vasili bütün bu hikâyede pek çirkin bir rol oynamış, dolayısıyla da Petersburg’a utana sıkıla dönmek zorunda kalmış!
Bütün bu miras ve vasiyetname işlerinden hemen hiçbir şey anlamadığımı itiraf etmeliyim. Bildiğim bir şey varsa o da hepimizin sadece Bay Piyer olarak tanıdığımız genç adamın Kont Bezuhof unvanını alıp da Rusya’nın en büyük servetlerinden birine sahip olduğundan beri, gelinlik çağda kızı olan annelerin onunla konuşurken seslerinin tonunu belirgin bir şekilde değiştirdikleri ve söz konusu genç kızların da söz konusu baya karşı çok farklı bir şekilde davranmaya başladıklarıdır! Bunları görerek eğleniyorum için için. Sırası gelmişken söyleyeyim ki o bay bana daha ilk gördüğümden bu yana üzerinde durulmaya değmeyen bir kişi duygusu vermiştir. İki yıldır bana hemen herkes, çoğunun yüzünü bile görmediğim nişanlılar bulup yakıştırmayı bir çeşit alışkanlık hâline getirdiği için Moskovalı çöpçatanlar takımı bu sefer de Kontes Bezuhovalığa yakıştırıyor beni! Böyle bir şeyi katiyen istemediğimi tabii anlıyorsunuzdur… Hazır evlenme konusundan söz açılmışken şunu da söyleyeyim: Biliniz ki “herkesin teyzesi” Anna Mihailovna, sizi evlendirmek için tasarladığı planı, bu büyük sırrı hiç kimseye aktarmamam şartıyla, bana açıklamış bulunuyor! Prens Vasili’nin oğlu Anatol. Zengin ve asil bir genç kızla evlendirmek istiyorlarmış delikanlıyı, annesiyle babası da sizi seçmiş… Böyle bir şeyi nasıl karşılayacağınızı bilemiyorum ama bunu size bildirmeyi bir ödev saydım. Dendiğine göre Genç Prens çok yakışıklı ve bir o kadar da çapkınmış. Hakkında bütün öğrenebildiğim bundan ibaret…
Bir hayli gevezelik ettim yine. İkinci yaprağı da doldurmak üzereyim. Annemse öğle yemeğine Apraksinlere gitmek üzere beni beklemekte…
Size mektupla birlikte yolladığım mistik kitabı mutlaka okuyunuz. Bu kitap bizim burada büyük bir ilgi uyandırdı, okumayan kalmadı diyebilirim! Güçsüz insan aklının güçlükle kavrayabileceği konuları ele alıyor gerçi ama yine de çok güzel bir eser. İnsanın ruhunu hem sakinleştiriyor hem de yüceltiyor. Görüşmek üzere. Babanıza saygılar, Matmazel Bourienne’e de iyi dileklerimi sunarım. Sizi sevgiyle kucaklıyorum.
Not: Erkek kardeşinizle o şirin eşinden bana haberler iletmenizi bekliyorum.
Prenses Mariya daldı bir an, düşünceli bir edayla gülümsedi (Işıl ışıl gözleriyle aydınlanan yüzü değişivermişti birden.). Çok geçmeden cevap yazmaya karar verip doğruldu. Masaya yaklaştı ağır adımlarla, bir kâğıt aldı. Biraz sonra eli, hızlı hızlı gidip geliyordu kâğıdın üzerinde. Arkadaşına verdiği cevapta şunları yazmaktaydı:
Chère et excellente amie. Votre lettre du 13 m’a causé une grande joie. Vous m’aimez donc toujours, ma’poétique Jülie. L’absence dont vous dites tant de mal, n’a donc pas eu son influence habituelle sur vous? Vous plaignez de l’absence que devraisje dire, moi, si j’osais me plaindre, privée de tous ceux qui me sont chers? Ah! si nous n’avions pas la religion pour nous consoler, la vie serait bien triste. Pourquoi me supposezvous un regard sévère, quand vous me parlez de votre affection pour le jeune homme? Sous ce rapport je ne suis rigide que pour moi. Je comprends ces sentiments chez ies autres et si je ne puis les approuver, ne les ayant jamais ressentis, je ne les condamne pas. Il me parait seulement que l’amour chrétien, l’amour du prochain l’amour pour ses ennemis est plus méritoire, plus doux et plus beau, que ne le sont les sentiments que peuvent