uykıñ,
Uyktaytın bar ne sıykıñ! (Jıyğan Tergen)
Kazağım, halkım,
Belin kaykılmış,
Kırılmasına az kalmış.
Malın talan edilmekte.
Canın tehlikede.
Artık gözünü aç da uyan!
Hâlâ uykun mu var?
Uyumaya devam edecek hâlin mi var?
Uyan halkım, sana söylenen ninniler gerçek değil diyerek başkaldıran şair, hiçbir şekilde ümitsizliğe kapılmaz. Psikolojisi her zaman dışa dönüktür, iyimserdir. Ardı ardına sorduğu sorularla halkını uyandırmaya çalışır. Özgür yaşayan milletin, doğru konuşan bey’in, ‘bey’li günlerdeki hayatın, adalet dolu günlerin nerede? Artık ninnilere inanma. Uyan. Artık mücadele başlamak zorunda. Ayaklanmak ve karşı koymak şart. Bunun için de ey halkım uyan!
Erkin dala.
Erkiñ kayda?
Erkiñdegi
Körkiñ kayda?
Tuvra aytatın
Biyiñ kayda?
Biy bardağı
Küyiñ kayda?
Adal köñil
Aktık kayda?
Jalğan anttan
Saktık kayda?
Äldiy-äldiy!-
Men de deymin
Sirä, ‘äldiyge’
Senbe deymin. (Jubatuv)
Özgür ova
Özgürlüğün nerde?
Özgür zamanlarındaki
Görkün nerde?
Doğru konuşan
Beyin nerde?
Beyli zamandaki
Hâlin nerde?
Adil gönülle
Saflık nerde?
Yalan yeminden
Sakınma nerde?
Ben de “Ninni ninni!”
Derim.
“Ninniye” kesinlikle
İnanma derim.
İnsanların milletin ve vatanın durumunu düşünmeyip vurdumduymaz davranmaları şairi üzer. Bazen de kahreder. Sadece kendilerini, ‘doyuracakları mideleri’ni düşünen bu insanlar yine de kendi insanıdır. Bir an önce uyanmaları lazımdır. İsyanını sert bir dille söyler:
Ottay ber, januvarım eki ayaktı,
Adamdık hayuvanğa kanşa kajet?!
İki ayaklı hayvanım otlayıver.
Hayvan için insanlığa ne hacet?!
Şair, milleti uyandırmaya çalışan bir sivrisinektir. Bütün aydınlar da öyledir. Kazaklar hep uyudukları için onları anlamamakta, dinlememektedir. Düşman sürekli zarar vermek için uğraşmaktadır. Aydınlar halkı uyandırmak için sürekli sözle onu sokmaya çalışmaktadır.
Mısalı Kazak-malşı uyktap jatkan,
Jılandı päle delik añdıp bakkan.
Päleniñ türin körgen men-Sarmasa –
Halıktı ‘oyansın’ dep sözben şakkan.
Örneğin, Kazak uyuyup duran bir çoban. Yılan
ise, bir bela bakıp duran.
Belanın türünü görüp de halkı uyandırmak için
sözle sokan sivrisinek Sarımasa’yım.
Şair bazen söylediği sözlerin yeterli olduğunu düşünmekte, sert söylersem sözlerim rahatsız eder demektedir. Ayrıca; ‘Bir türlü uyanmayan halk, beni anlamaz da sivrisinek gibi bir gün yok eder mi?’ diye de korkmaktadır. Ama bu korku bile onu yolundan döndürmez. Mücadeleye devam eder.
‘Oylaymın ‘osı söz de jetedi’ dep,
‘Kattı aytsam, sözim batıp ketedi’ dep,
Uykısı aşılmağan jurt özimdi
Korkamın ‘Sarmasaday etedi’ dep.
İyice söylesem sözüm batar diye düşünüyorum.
O yüzden de bu söz yeter diye düşünürüm.
Uykusu açılmayan halk, beni
Sivrisinek gibi ezer diye korkarım.
İdealistliğini halka da aşılamaya çalışan Baytursınulı, bundan hiç vazgeçmez. Her şartta, her durumda mücadelesine devam eder. Zaten halk ancak kendi isterse, mücadele ederse azatlığa ulaşacaktır. Bunu şuurlu insanlar gerçekleştirecektir. Bu, belleği olan insanların işidir. Halkın harekete geçmesi kıtlığı da, açlığı da, yokluğu da, tutuklamaları da sona erdirecek, şartları düzeltecektir.
Uyanma gerçekleştikten sonra yapılacak ikinci iş birlik olmaktır. Birlik ve beraberlik olmadan tek başına mücadele etmek yarardan çok zarar getirecektir. Birlik olmamanın acısını bütün Türkistan zaten çekmektedir. Birlik olunsaydı, hanlıklara ayrılmasaydı Rus güçleri Türkistan’ı avlayabilir miydi? Türkistan bu kadar hızlı bir şekilde istila edilir miydi? Rus hâkimiyeti altına girer miydi? Şair iki uçlu isyanlarla boğuşur, bunu da birçok dertle uğraştık diye ifade eder:
Şığarmay bir jeñnen kol, bir jerden söz,
Alalık altı bakan dertpen kirdik.
Birlik olup, birlikte hareket edemedik.
Yazık, birçok dertle bu hale geldik.
Ahmet Baytursınulı’nın bu mücadele azmi ve ülkülerini halka aşılamaya çalışması, halka yol göstermeye çalışması devrin şartları içinde değerlendirildiğinde büyük bir cesaret ve kahramanlık örneği ve güçlü bir başkaldırıdır. Ne yazık ki halk arasında anlaşılmaması bir yana yalanlarıyla onu suçlayanlar da vardır. Bu tür davranışlar her insan yüreği gibi onun da yüreğini yaralamıştır, başkaldırısını artırmıştır.
Jurtka köñil kalıp tur,
Jurt jalğanğa nanıp tur.
Ötirik örlep küşeyip,
Şın jeñilip talıp tur.
Gönül halka küsüyor.
Halk yalana inanıyor.
Yalan alevlenip güçlenirken
Gerçek yenilip çöküyor.
Bütün kötü şartlara ve ihanetlere rağmen o, yine de yolundan dönmez. Yolun çok kolay olmadığını, çetinliklerle dolu olduğunu bilen şair bütün olumsuzlukları düşünerek bu yola baş koymuştur. Bunu ‘bütün yolları düşünüp derinini sığını anladım’ diye belirtir.
Är