Nergis Biray

Ahmet Baytursınulı


Скачать книгу

yolda çok farklı problemler vardır. Bunları tek tek aşmak gerekecektir. ‘Yokluğun yolu’ zordur:

      Kaytersiñ, jokşılıqtıñ jolı kıyın,

      Ne yaparsın?! Yoksulluğun yolu çetin.

(Tülki men Karaşekpen)

      Suv da bolar ol jolda tav da bolar,

      Javdıñ oğı, jayğan tor, av da bolar.

      Bu yolda su da olur, dağ da.

      Düşman oku, atılan ağ, av da olur.

(N.K. Hanımğa)

      Bu yolda karşısına çıkanlar bazen kendi insanları hatta yakınlarıdır. Yakınları, yabancılar gibi kollarını bağlattırmış, yolunu kesmişlerdir. Buna da isyan eder:

      Baylattırğan kolımdı,

      Bögettirgen jolımdı,

      Jakınım bar, jatım bar,

      Habarlana jatıñdar! (Tilek Batam)

      Elimi bağlattırmış.

      Yolumu kapattırmış.

      Yakınım var. Yadım var.

      Haberiniz olsun!

      Baytursınulı, bütün kötü şartlara, çektiği eziyetlere rağmen dimdik ayaktadır. Bu yolda ölüm de vardır. Ne olursa olsun o yolundan dönmeyecektir.

      Zorığıp, jolda ölip kalatınmın, (At pen Esek)

      Zorlanıp yolda ölüp kalacağım.

      Uzak jolğa niyet kıp bir şıkkan soñ,

      Jarım joldan kaytpaspın, karındasım.

      Kardeşim, niyet edip bu uzun yola çıktıktan sonra

      yolun yarısından dönmem.

(N.K. Hanımğa)

      Millet hiçbir şey yapmadan teslim olursa gelecek nesiller onlara ‘ses bile çıkarmadan ölüp gitmiş’ demeyecek mi? Bu soru bile ondaki başkaldırıyı güçlendirir.

      Ündemey ölsek,

      Süyekpen kömsek,

      Keyingiler demes pe?!

      Lak kurlı bakırmay,

      Ölgen eken, apırım-ay! (Javap Hattan)

      Ses çıkarmadan ölsek,

      Kemiğimizle gömülsek,

      Sonrakiler “Ey Pirim!

      Oğlak gibi boğazlanmış, ses çıkarmadan ölmüş!”

      demez mi?

      Mücadele öncelikle aydınlanma ile olacaktır. İlk olarak eğitilecek kesim ülkenin geleceği olan çocuklardır. Onlar, ilim öğrenerek önce cahillikten kurtulacak, bu sönmeyen, kaybolmayan ilim yoluyla milleti ve vatanı diğer ilerlemiş milletlerin seviyesine getireceklerdir.

      Balalar bul jol bası danalıkka,

      Keliñder, tüsip, baykap, karalık ta.

      Bul jolmen bara jatkan öziñdey köp,

      Solardı köre tura kalalık pa?!

      Danalık öşpes jarık, ketpes baylık,

      Jüriñder, izdep tavıp alalık ta! (Tartuv)

      Çocuklar! Bu yolun başı bilgeliğe gider.

      Gelin! Gidip bakalım, görelim.

      Bu yoldan sizler gibi giden çok.

      Onları da görelim mi?!

      Bilgelik: sönmez ışık, bitmez zenginlik.

      Haydi! Takip edip bulup alalım mı?

      Kazaklara ayrıca nasihat eden Baytursınulı, onların rahatlığına da isyan eder ve ‘geçmişinizle övünüp rahat rahat yatacağınıza siz de vatan ve millet için bir şeyler yapın’ der. Atalar yapmış, başarmış. Onlar borcunu ödemiş, sıra sende. Onlara değer veriyorum. Ama sen ne yaptın? Ne yapıyorsun? der.

      Senemin häm bilemin atañ jayın,

      Senderdi kadirlevge deymin ne üşin?

      Ötkizdi öz bastarıñ kanday eñbek?

      Atañda körde jatkan jok jumısım.

      Atanın durumunu bilirim, ona inanırım da.

      Sizlere hürmet göstermek, ne için derim? Siz ne

      kadar eziyet çektiniz?

      Kabirdeki atalarınızla bir işim yok.

(Kazdar)

      ‘Jubatuv’ şiirinde vurgulanan diğer bir konu Kazak topraklarının Ruslara verilmesi meselesidir. Ruslar, 1800’lü yıllardan itibaren Türkistan’ı ele geçirme, asimile etme ve zorla Rus kültürünü aşılama yolunda ilerlemektedir. Bunu gerçekleştirmenin bir yolu, toprakların bir şekilde işgal edilmesidir. Çarlık Rusyası, hudut bölgelerine kaleler kurarak bu bölgelere Türkistan’da yaşayan Türklerin girmesini yasaklar. Oradaki yerli ahâliye çok ağır vergiler getirilir. Bu, çok uzun bir zaman dilimine yayılmış, planlı bir istiladır. Bu kaleler, bereketli toprakların olduğu yerlere yapılmış ve Kazaklar (ve Türkistan’ın diğer bölgelerinde diğer Türk boylarından olanlar) verimli ve bereketli topraklara alınmamıştır. Bu topraklara sürekli Rus Kosakları yerleştirilir. Kazaklar bu topraklardan sürülür. Hem Çarlık Rusları hem de devrim sonrasındaki Ruslar Kazakları zoraki olarak yerleşik hayata geçirme siyaseti de izlerler. Bu arada ellerindeki hayvanlara el konulur. Ağır vergiler ödemeleri istenir. Yetmez, bereketli toprakları ellerinden alınır. Bütün bu olaylar Kazaklar için çok büyük kıtlık ve açlıklara sebep olur. Milyonlarca insan açlık yüzünden çok kötü şartlarda ölür. Ayaklanma ve başkaldırılar olsa bile hem ekonomik yönden hem de güç bakımından kötü durumda olan Kazaklar direnemezler ve bu ayaklanmalar kanlı bir şekilde bastırılır. Bu devirde Ruslara karşı koyacak kuvvetli bir Türk devletinin olmaması, Türkistan’daki hanlıkların birbirine düşmesi, boylar arasında süregelen tarihî rekabet bu bölgede yaşayan her Türk boyunu zayıflatmış, Türk boylarının konar-göçer yaşaması da teşkilatlı ve üstün silah gücü olan Ruslara karşı koymayı zorlaştırmıştır.

      Nuvlı jerden

      Köşti ayırdı,

      Suvlı kölden

      Kustı ayırdı.

      Bavır, jürek

      Talas bop tur.

      Namıs, süyek

      Kalaş bop tur.

      Malıñ aldav,

      Talavda tur.

      Janıñ arbav,

      Kamavda tur.

      Ayağıñdı

      Tusav kıstı.

      Jaktarıñdı

      Kursav kıstı.

      Körmesiñe

      Perdeñ mıktı.

      Ötpesiñe

      Kermeñ mıktı. (Jubatuv)

      Nurlu yerden

      Göçerleri ayırdı.

      Sulu gölden

      Kuşları ayırdı.

      Kardeş,