Nergis Biray

Ahmet Baytursınulı


Скачать книгу

tuttu.

      Yanlarını

      Zincir sıkıştırdı.

      Görüşmek zor.

      Duvarlar sağlam.

      Geçilmesin diye

      Engelleri sağlam.

      Bütün bunlara ek olarak Ruslar bölge insanını sadece ekonomik alanda değil, dil, tarih ve kültür alanlarında da Ruslaştırma arzusundadırlar. Çarlık Rusyasının değerleri yerine yeni Sovyet-Rus değer ve hükümlerini yerleştirmeyi amaçlamaktadırlar. Türkistan’daki Türk boylarının geleneksel sosyo-kültürel sistemine bu amaç doğrultusunda saldırmaktadırlar.

      Baytursınulı’nın şiirlerinde soru cümleleri karşıdaki kişiden cevap beklemek amacıyla sorulmaz. Bu; okuyucu üzerinde etki yaratma, soru, bir konu hakkında halkı uyarma, hesap sorma, durumu bu suretle sorgulama ve belirtme gibi sebeplerle yapılmaktadır. Sosyal durumun belirlenmesinde, zıtlıkların ortaya konulup sorgulanmasında da aynı cümle türlerine başvurulmaktadır.

      Şair, o devirde Türkistan’ın durumunu sembolik anlatımla ve ard arda sorduğu sorularla ortaya koyar.

      Bir örtke kavdan şıkkan duvşar bolıp,

      Ne kaldı tänimizde şarpılmağan?!

      Bir kuru ottan çıkan yangına rast geldik.

      Tenimizde ateşte yok olmayan ne kaldı?!

(Kazak Saltı)

      Hiçbir şey yapılmaması, insanca davranılmaması onu üzer. Buna da isyan eder:

      Adamnan tuvıp, adam isin etpey,

      Uyalmay ne betimmen körge baram?!

      İnsandan doğup da insan işi yapmadan

      Mezara gidersem hangi yüzle huzura varırım?

(Anama Hat)

      Ündemey ölsek,

      Süyekpen kömsek,

      Keyingiler demes pe?!

      Lak kurlı bakırmay,

      Ölgen eken, apırım-ay! (Javap Hattan)

      Ses çıkarmadan ölsek,

      Kemiğimizle gömülsek,

      Sonrakiler

      “Ey Pirim! Oğlak gibi boğazlanmış,

      Ses çıkarmadan ölmüş!”demez mi?

      Tännen baska nemdi alar ölim menen?!

      Ölüm, benim vücudumdan başka neyimi alır?!

(N.K: Hanımğa)

      Ukkanğa adal sözden bar ma küşti?

      Anlayana doğru sözden güçlüsü var mı?

(Näbik Atı)

      Kendini de sorgular. Kim olduğunu bilmenin önemini vurgular:

      Oylasa, kaydan bizdiñ asılımız?(Qazdar)

      Anlayana doğru sözden güçlüsü var mı?

      Gerçek vatan evladının nasıl olması gerektiğini de soruyla belirtir:

      Ul tuvıp ulı jolda kızmet etse,

      Onan zor ultka bar ma ırıs degen?!

      Oğul doğup ulu yolda hizmet edene,

      Bundan daha güçlü rızk olur mu?

(Ataktı Sibir Ulı Kart Potanin)

      Emir cümleleri de şiirlerde azımsanmayacak kadar fazladır. Bu cümleler daha çok anlamı kuvvetlendirmeye hizmet ederler. Bazen de kabul edilemeyecek olayları reddetme, bazı konularda isyana varacak kadar karşı çıkma belirtirler.

      Halka seslenip onları gayrete getirmeye çalıştığı mısralarda emir cümleleriyle karşılaşırız:

      Danalık öşpes jarık, ketpes baylık,

      Jüriñder, izdep tavıp alalık ta! (Tartuv)

      Bilgelik: sönmez ışık, bitmez zenginlik.

      Haydi! Takip edip bulup alalım mı?

      Zamanım tülki bolsa, tazı bop şal (Ğılım)

      Zamanın tilki ise tazı ol da yakala.

      Devrin baskıcı zihniyetinin maddî ve manevî işkencelerle insanlara zulmettiği ve bu insanların şahsiyetlerinde sapmaların meydana geldiği o yıllarda dimdik ayakta duran, yaşadığı bütün zulümlere karşı koyan, zorlama ve ihanetlere rağmen yolundan hiç vazgeçmeyen bir yazar ve şair olan Ahmet Baytursınulı, ceditçi, aydınlanmacı, millîyetçi, istiklalci, cesur yürekli, duygulu ama duygularına yenik düşmeyen, bilgili ve kültürlü bir Kazak aydınıdır. Baytursınulı, sistemin eleştirilemediği yıllarda sistemi de, haksızlık ve hataları da eleştirmiş, bu konuları sembollerle ifade edebilmesinin yanında insanî değerleri şiirlerinde işleyerek dolaylı yoldan da anlatmıştır. ‘Masa’, ‘Söz İyesinen’, ‘Jazuvşınıñ Qanağatı’, ‘Cubatuv’ gibi şiirlerinde onun aydınlığının yanı sıra isyanlarını, halkı uyandırma gayretini, sistem karşısındaki açık tavrını görüyoruz. Bu tür şiirlerinde onun millîyetçi ve Türkçü yapısı daha açık şekilde ortaya çıkmaktadır. ‘Kazak Edebiyatı’ adlı eserde ‘Masa’ ile ilgili: ‘Bu eser, Kazakların tarihinde oldukça önemlidir. Kazakların çektikleri zorluklara karşı isyanlarını anlatan millîyetçi bir nutuktur’ ifadesi dikkat çekicidir (Koç vd. 2007: 470). ‘Masa’ şiirinde şöyle seslenir:

      Izıñdap uşkan näzik bizdiñ masa,

      Sap sarı ayaktarı uzın masa,

      Özine bitken türi özgerilmes,

      Degenmen kara yaki uzın masa

      Üstinde uyıktağanıñ aynala usıp

      Kayğı jep kanattarı buzılğansa,

      Uykısın az da bolsa bölmespe eken,

      Koymastan kulağına ızındasa

      Vızıldayıp uçan bu bizim sivrisinek

      Sapsarı ayakları uzun sivrisinek

      Kendine verilen sekli değişmez

      Nitekim kara ya da kızıl sivrisinek

      Uyuyanın üzerinde dönerek uçup

      Kanatları bozuluncaya kadar her şeyi yiyip

      Uykusunu az da olsa bölmez mi?

      Durmadan kulağına vızıldasa.

      Seyfullin’in de söylediği gibi Baytursınulı gerçekten ‘nazik bir sivrisinektir; uyuyan Kazak halkının üzerinde durmadan vızıldar ve zengin, fakir ayırmaz.’ (1999: 68).

      Gerçek başkaldırı ve isyan, ancak değerler yaratabiliyorsa ve bu konuda başarılıysa anlamlıdır. Bugün, Kazakistan halkı özgürlüğünü ve benliğine sahip çıkışını, Baytursınulı gibi baskı ve zorbalıklara başkaldıran, halkı sürekli rahatsız ederek özüne döndürmeye, belleğine sahip çıkmaya ve uyandırmaya zorlayan insanlara borçludur.

      Kaynakça

      Akgül Sinan (2011). ‘Kazakistan Sahası Türk Edebiyatında Aydınlanma Evreleri ve Realist Dirilişin İlk Öncüleri’, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Seminer Çalışması, Kars.

      Alibekiroğlu