Gabbas Kabışulı

Gönlün Göklerinde


Скачать книгу

fikrim olabilir, ancak ben otuz yıl yabancı ülkeleri gezerken pek çok şey gördüm, binlerce insanla görüştüm, konuştum, barışın sözde değil, gerçekte nasıl olması gerektiğini algıladım. Nükleer silah yuvasının düğmesine ilk olarak basmak için can atan deli hâlihazırda yoktur. Öylelerinin bulunacağına da inanmak istemiyorum, fakat kim bilebilir, belki de bulunur, tarihte beklenmedik şeyler hep yaşanır.

      Nükleer silahı yasaklama konusundaki girişimler sadece bugünkü veya seçim öncesi yapılan bir kampanya değildir. Bunun için yeni bir reklama ihtiyaç yoktur. Bu yönde yürütülen mücadelelerin başında Albert Einstein gibi büyük bilgeler, Nikolay Tihonov ve Aleksandr Korneyçuk gibi Sovyetler Birliği’nin önde gelen devlet adamları bulunur. Kazaklardan da Kanış Satbayev ve Muhtar Avezov çıkmıştır. Onlar 1952-53 yıllarında sadece çalışmalarındaki ve fikirlerindeki “milliyetçilik” için değil, sınırlarımızdaki nükleer silah tehlikesini dile getirdikleri için de takibe alınmışlardır. Satbayev ile Avezov, Semey bölgesinde nükleer denemelerin yapılmasına karşı olduklarını Moskova’da bulunan üniversitelerdeki buluşmalarda, yazarlarla yapılan görüşmelerde, Almatı’da bilim adamları karşısında yaptıkları konuşmalarda belirtmişlerdir. Fakat biz onları unuttuk ve her şeye kendimiz başlamışız gibi davranıyoruz. Biz, başlamış konuşmayı sadece devam ettirenlerdeniz. Atom bombası ilk patladığı günlerde dünyaya gelen nesil bunu bilmeli ve mücadeleyi en yüksek zirvelere taşımalı. Bu toplantının amacı budur, başka amacı olamaz.

      Askerî gruplarla uzmanların, Moskova’daki Devlet Planlama Komitesi’nin bu poligona sınırsız kaynak harcandığından onu başka bir yere taşımanın mümkün olmadığını söylemeleri poligonu kapatmaya engel olamaz.

      Kazakistan geçen yıllar içinde milyarlarca ton buğday vermiştir. Borulardan akan petrol ve gazdan hiç söz etmiyorum. Ya üretilen uranyum ve altın, diğer doğal kaynaklar? Onların karşılığı olması gereken milyonlar nerede peki?

      Bize zorluğunu çektirmekte olan sıkıntılar poligonsuz da yeter de artar. Yekibastuz bacalarından uçuşan, kısacası Altay’la Moğolistan’ın arasını etkisi altına alan zehirli kül ve duman bunu göstermektedir. Söz konusu bölgenin kutsal Kazak yeri, sihirli yer olduğunun söylenmesi boşuna değildir. Bunun gibi bir bölge az önce belirttiğim gibi Mangıstav’da da bulunur. Bu yüzden Kazak toprakları poligondan kurtarılmalıdır, milyonlarca hektar alan, ne kadar zarar gördüyse görsün sahibine geri verilmelidir.

      Biz halkı radyasyonla zehirledik, hazinesine bir kuruş bile ödemeden soyguna uğrattık. Buna ne denmeli?

      Az önce karşınızda bir hanımefendi konuştu. O, kalabalığa kendisini göstermek için gelmedi. Vatanı koruyan oğullarının yarını için endişe duyduğu için konuştu. Hepimizin anlayabileceği gerçeği söyledi.

      Bizim toplantılara değil, somut eylemlere ihtiyacımız var. “Nevada” Hareketini oluştururken öncelikle başka ülkeye işaret etmiş olmayalım, bize kadar yapılan işi unutmayalım. Bu, madolyonun bir yüzüdür. İkinci yüzü olarak Nevada’nın önemini göstermek isterim. Ben geçen sene Aralık ayını Amerika’da geçirdim. ABD Senatörü Müllen Berlih bundan bir ay önce Almatı’ya geldi. Yanında Cumhurbaşkanı’nın Sovyet, Amerika İlişkileri Danışmanı vardı. Senatörün isteği üzerine ikimiz bir araya gelip üç saat süren bir görüşme gerçekleştirdik.

      ABD’nin SSCB Büyükelçisi Metlac da Almatı’da bulundu. Sayın Kolbin, bizim Hareket kurduğumuzu üç defa tekrar etmesine rağmen Büyükelçi hiç tepki vermedi. Daha sonra Kazahstankaya Pravda (Kazakistan Hakikati) Gazetesi Müdürlüğü’nde yapılan görüşmede Hareketi bir daha söylediğimizde sadece “duydum” demekle yetindi.

      Senatör ise bana: “Bir ülke bir eyaletin adını tamamen sahiplenirse sence bunun için hak ödemesi gerekmez mi?” şeklinde şaka yaptı. O, konuya bakan gözüyle baktı. “Peki, ödemezse başka birinden talep edilebilir mi? Bu, başkasının hakkında el koymak değil midir? Ben, sizin poligonunuzla bizim poligonu karşılaştırmıyorum, öyle yapmak istemem” diye ekledi. Bu sözleri bizim kurmakta olduğumuz Hareket’in “Nevada” adını almasıyla ilgili sorduğum soruya verdiği cevap idi. Ondan sonra o şöyle dedi: “Ben Nevada Poligonu hakkında bilgi vereyim. Nevada toprakları Senato’da 15 yıl, evet, peş peşe 15 yıl boyunca her türlü ayrıntısına kadar araştırıldı. Toprak katmanlarının durumu, dayanıklılığının hangi şartlarda nasıl olacağı incelendi. Çalışmaya tüm bilim adamları ve uzmanlar katıldı. Atom elektrik santrallerinin kalıntılarıyla ne yapmak gerektiği konusu da 15 yıl konuşuldu. Böylece, Nevada Eyaleti’nde hem denemelerin yapılabileceğinden hem atıkların gömülebileceğinden emin olduk. Bizim poligonun önümüzdeki 500 yıl içerisinde çevresine zarar vermeyeceği tespit edildi. Semey Poligonu için ise 5 yıl bile garanti verilemez. Nedeni, bu poligon yapıldığında Çernobıl Olayı gibi bir olay yaşanmamıştı. Poligon belirsiz şartlarda yapılmıştır. Tabii ki böyle şeyleri önceden tahmin etmek mümkün değildir ve bundan dolayı bilim adamlarını suçlamak doğru olmaz. Bu yüzden de poligonda her şeyin düşünüldüğünü ileri sürmek, yerel halkı aşağılamak, halkla alay etmektir”.

      Ben, bu yüksek kürsüye Kazak Edebiyatını ve Barışı Koruma Kazak Komitesi temsilcisi sıfatıyla çıktım. Sizden bir isteğim olacak. Bugünlerde bizde demokrasi gereği birbiri ardınca sivil toplum örgütleri kurulmaktadır. Laf, eylemi geçerek toplanmalara olan istek artmaktadır. Bunun suçlusu ideoloji görevlileri, İlçe, Bölge ve Merkez Parti Komitelerinde çalışanlarımızdır. İdeoloji yönetilebilir, yönlendirilebilir. Sivil toplum örgütlerinin özü ideolojiye dayanır.

      Tabii ki nükleer patlamalara karşı mücadelenin devamını istiyorsak mücadeleyi pekiştirecek örgüt kurmak, örgüt için bir hesap açmak doğru bir adım olacaktır. Ancak o hesapta toplanacak para için harcama planını önceden yapmak yerinde olacaktır. Asıl amaca ulaşmak için toplanan kaynağın temiz ellerde olması elzemdir. Aksi halde sağlığını yitiren halkın, her şeyinden olan halkın cebini boşaltmak hiç de insani bir davranış olmaz. Devlet kendi başına, çeşitli kurum ve kuruluşlar ise Hareket’e elini açmaya başladı. Kadro oluşturmak, reklam yapmak için ihtiyaç varmış güya. Bunları yapmadan önce düşünmek gerekmez mi? Sen öncelikle bir vatansever değil misin? Öyleyse madem bizim için, insanlık değerleri için mücadele yolculuğuna çıkmışsın, art niyetliliğin yolunu kes.

      Bunların hepsinin özeti nedir diye sormak istiyorsunuzdur. Özeti, ne olursa olsun, ne kadar pahalıya mal olacaksa olsun poligon kapatılmalı, kaldırılmalıdır. Poligon kurbanları önünde başımızı eğecek zaman gelmiştir. Onların sayısı şimdi bile binlercedir. Gelecekte ne kadar olacağını kim bilebilir ki? Poligon, şimdiden insanlığın ecel mevkisine dönüştü. Yayımlanacak çağrıda ve alınacak kararda bunlar vurgulansın.

      Bu toplantıya Moskova Komisyonu üyesi olan bazı insanlar gelmedi, gelmeme nedenleri bellidir. Onlar, pek çok duruma itiraz edemeyecekleri için çekindiler.

      Bizim şöyle böyle değil, kesin ve somut karar almamız gerekir. Genellemeye, boş lafa engel olacak, bir karar olsun. Moratoryum ilan edilsin demeyelim, ona güvenilmez. Bir dönemler Gorbaçov, moratoryuma dayanmış, ondan sonuç çıkacağına inanmıştır. Oysa bir netice çıkmamıştır. Bu, geçmişte olan bir şeydir. Artık biz, yaşamını yitirenlerin ruhlarına tazim ederek patlamayı durduracak belgeleri kabul etmek ve onlardan olumlu sonuçlar çıkarmak zorundayız. Teşekkürler.

Semey, 1989.***

      Aneken: “Asıl amaca toplanan kaynağın temiz ellerde olması elzemdir.” cümlesinden “Nevada-Semey” Sivil Hareketi temelinde (başkanı Oljas Süleymenov) kurulan “Nevada-Semey” Anonim Şirketi Örgütü’nün poligondan zarar görenlere yardım amaçlı olduğunu öne sürerek çeşitli hile ve yöntemlerle on beş milyar dolar toplayıp Örgüt’ün