Cemile Kınacı

Kazak Tiyatrosunda Kadın Meselesi


Скачать книгу

neler olup bittiğini de henüz tam olarak anlayan bir kahraman değildir. Ancak Zarlık’ın ardından, Maylin’in, Jansügirulı’nın, Şanin’in, Avezulı’nın, Aymavıtulı’nın piyeslerinde yeni devrin başarılı kahramanları yaratılmıştır, bütün yönleriyle yeni devrin kahramanları tiyatro eserlerinde yerlerini almıştır (20-30 Yıllardagı Kazak Adebiyeti 1997: 94).

      Tilepbergenulı’nın Perizat-Ramazan piyesinde de eski ve yeni arasındaki çatışma işlenmiştir. Perizat ve Ramazan’ın özgürlüğe, aşk hürriyetine ulaşmaları, önemli olaylar ve büyük zorlukları aşmaları üzerinden ortaya konulmuştur. Perizat’ın hürriyeti için mücadelesi ve aşkına sahip çıkması, o dönemdeki halkın siyasî ve sosyal hayatıyla doğrudan ilişkilendirilerek verilmiştir. Bu piyeste Perizat ve Ramazan gibi yeni devrin olumlu kahramanları yanında başarılı olumsuz kahraman tipleri de yaratılmıştır. Perizat’ın babası Moldahmet, bunlardan biridir. O, kızı Perizat’ı kendi gibi zengin bir adamın oğluyla sözleyip zenginliğine zenginlik katmak niyetindedir. Kızının böyle bir talibi çıkınca tam da istediği olduğu için gizlice dünür adayları ile kendi aralarında anlaşarak dünür olurlar. Babasının kendisine hiç acımadığını fark eden Perizat, babasının verdiği zengin çocuğunu beğenmez ama buna karşılık fakir bir genç olan Ramazan’ı sever ve bunu açıkça ifade eder. Yeni dönemdeki hürriyet ortamının farkına varmış olan ve şımarık olarak büyüyen Perizat, kararından da geri dönmez. Eserde Perizat’ın imajı, tam da davranışlarıyla uyumlu olarak yaratılmıştır. O, aşkı ve özgürlüğü için mücadeleye giren ve bu yolda geri adım atmayan bir karakter olarak kurgulanmıştır. Perizat, yalnızca kendisi cesur bir kahraman değildir, aynı zamanda sevdiği genç Ramazan’ı da öğütler, birlikte kaçmaya korkan Ramazan’ı etkileyip onu da ikna ederek yönlendirir. Ramazan şahsında ise ömrü fakirlik içinde geçen, ırgatlık ile hayatını idame ettiren, o dönemin sosyal çatışmalarına ister istemez karışmak zorunda kalan fakirler ortaya konulmuştur. Özellikle de Moldahmet’in iftirası ile hapse girip daha sonra oradan kurtulan Ramazan’ın yaşamı, olayların farkına varması, yaşanan sosyal değişmelere vakıf olması açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Kararlı davranışları olan ve özgürlük mücadelesine giren Perizat ile el ele vererek düşmanlarıyla mücadele eden Ramazan, eserde mücadeleci kahraman derecesine yükseltilmiştir. Piyesin ana fikri olan yeni bir hayat ve mutlu bir ömre kavuşmak için, mücadelenin sınıf mücadelesi ile birlikte yürütülmesi gerekliliği piyeste açık bir şekilde gözler önüne serilmiştir. Dönemin taleplerine uygun bir şekilde piyeste Peri-zat, bundan önceki Kazak kızlarına göre, mücadeleye bilinçli bir şekilde girişip, yeni devrin kadınlara getirdiği eşitliğe güvenen bir kadın kahraman olarak kurgulanmıştır. Ramazan karakteri ise sınıf bilinci gelişerek özgürlük, adalet, sadakatli bir aşk için savaşmanın önemini kavramış ve korkusuz bir karakterdir.

      Döneminin güncel meselelerini ele alan Perizat-Ramazan seyircinin beğenisini kazanarak uzun süre sahnede kalmıştır. Piyes 1930 yılında sahneye tekrar konulduğunda üzerinde bazı değişiklikler yapılarak yeniden düzenlenmiştir. Eserdeki gereksiz kahramanlar ve diyaloglar çıkarılarak eser kısaltılmıştır (Kazak Adebiyetinin Tariyhı 7-Tom 2004:136).

      1920’li yıllarda Kazak yazarları genellikle yalnızca tek bir işle meşgul olmazlar, hepsinin çok yönlü kişilikleri vardır. Kazak millî dramasının ve tiyatro sanatının gelişmesine büyük katkısı olan çok yönlü yazarlardan biri de Jumat Şanin’dir. O, Kazak drama, opera artistlerinin ilk neslinin üstadıdır. Jumat Şanin, aktör, tiyatro tenkitçisi ve müzisyendir. Jumat Şanin, drama yazarıdır (Nurgali 2002: 124). Şanin, Ombı’da Mağjan Jumabayulı, Saken Seyfullin gibi tanınmış edebiyatçılarla birlikte Ombı Semineri’nde okumuştur. Onlar ile yakın ilişki içerisinde olmuştur (Nur-gali 2002: 128).

      Jumat Şanin çeşitli piyesler yazmıştır. Onun yazdığı piyesler konu bakımından da çeşitlidir. Hayata dair pek çok görünüş onun piyeslerinde yer almıştır. Onun piyesleri arasında hem trajedi hem drama hem de komedi yer alır.

      Jumat Şanin Kazak tiyatrosunun ilk yıllarında Kazak folklorunun zenginliğinden kendi yaratıcılık kabiliyetine göre faydalanmış bir yazardır. Şanin, Zaysan’da yaşadığı dönemde Keribay, Botabay gibi bu bölgede meşhur olan halk ozanları ile yakın ilişkiler kurmuştur ve halk edebiyatının zenginliğinden beslenerek gelecekte yazacağı piyesler için konu ve fikir bakımından beslenmiştir. Şanin, halk ozanı Erjan’dan ilk kez Arkalık Batır destanını dinleyerek yazıya geçirmiştir. Daha sonra bu destan metnine dayanarak meşhur Arkalık Batır adlı trajedisini yazmıştır (Nurgali 2002: 131). Arkalık Batır trajedisi, folklor malzemesinin tiyatroda ilk olarak kullanılışıdır. Arkalık Batır trajedisi, Kazak folkloru ile Kazak draması arasındaki ilişkinin en açık örneklerinden biridir. Yazarın elyazma nüshası muhafaza edilmemiştir. Bilinen nüshası 1926 yılında Kızılorda’da Arap harfleri ile basılan bir kitapçıktır (Nurgali 2002: 156).

      Şanin’in tiyatro eserleri içinde Arkalık Batır trajedisi repertuarda uzun süre kalan piyesidir. Tarihî kahramanlık destanı esasında yazılan bu iki bölümlü piyesin 1926 yılı Aralık ayında, birinci bölümü 2 Aralık’ta, ikinci bölümü 6 Aralık’ta Şanin’in kendi yönetmenliğinde sahneye konulmuştur. Trajedide Kazaklarda hanlık yönetiminin olduğu eski devirler geniş bir şekilde gözler önüne serilmiştir. Oyunda Han’ın zulmüne uğrayan çaresiz kişilerin kaderleri seyircinin gözü önünde canlandırılmıştır (20-30 Yıllardagı Kazak Adebiyeti 1997: 96).

      Jumat Şanin, Kazak topraklarında o tarihlerde yaygın olmayan bir sanat dalı olan tiyatro ile yoğun bir şekilde uğraşmıştır. Özellikle de Kazak edebiyatında o günlerde geniş bir yer tutmayan drama türüne merak sarmıştır. O, yalnızca tiyatro yazarlığı yapmamıştır, tanınmış bazı piyesler de onun yönetmenliği ile sahneye konulmuştur. Muhtar Avezulı’nın Enlik-Kebek ve Seyfullin’in Kızıl Sunkarlar adlı piyesleri de Jumat Şanin’in yönetmenliğinde sahnelenmiştir (Nurgali 2002: 132).

      Kazak toprakları için yeni bir sanat olan, sahne sanatının ustası olarak görülen Jumat Şanin’in adı kısa zaman içinde Kazakistan’da yayılmıştır, özellikle de yönetmenlik başarısı bütün Kazakistan’da duyulmuştur. Bunun üzerine Halk Eğitim Komiserliği tarafından Kızılorda’ya çağrılan yetenekli tiyatro meraklıları arasında Jumat Şanin de vardır. O, 1926 yılı Ekim ayından itibaren ilk Kazak tiyatrosunun direktörü ve sanat yöneticisi olmuştur. Jumat Şanin burada millî tiyatroyu kurma işine girişmiştir. Kazak aktörlerinin yeteneklilerini eğitip onların gelişmesi için çaba harcamıştır (Nurgali 2002: 132). Hem aktör hem de rejisör olan Şanin, 1926-1932 yılları arasında hem oyunları sahneye koymuş hem de Kazak millî tiyatrosunun idareciliğini üstlenmiştir (Kazak SSR 4-Tom Kıskaşa Entsiklopediya 1989: 321). Kazak millî tiyatro sanatının doğup gelişmesi ve ilk başarıları Jumat Şanin ile doğrudan bağlantılıdır.

      Şanin’in birkaç komedisi de sahnelenmiştir. Şanin’in Torsıkbay ve Aydarbek komedileri, Kazak sözlü edebiyatına dayanmaktadır (20-30 Yıllardagı Kazak Adebiyeti 1997: 98).

      Torsıkbay piyesi ilk olarak 1925 yılında Semey’de çıkan Tan dergisinde yayımlanıp daha sonra 1928’de Kızılorda’da müstakil bir kitap olarak basılmıştır. 1925 yılında 6 Nisan’da Kazak gençlerinin çabasıyla Moskova’da sahnelenmiştir (Nurgali 2002: 142). Jumat Şanin, Torsıkbay’ı Millî Drama Sahnesi’nde 1926’da kendisi sahnelemiştir. Eskide kalmış Kazak hayatındaki asalak olarak yaşayan kötü kişilerin temsilcisi olan mollaların azgınlığı, nefis düşkünlükleri tiplik bir görünüştür. Bu tipe o dönemde Kazak edebiyatındaki pek çok eserde rastlamak mümkündür. Drama türü esas alındığındaysa Şanin’in Torsıkbay adlı oyunu, Beyimbet Maylin’in