Ahmetcan Aşiri

İdikut Roman


Скачать книгу

sonradan öğrenip şehrin dış surları önünde üstadlarını heyecanla karşılayarak ellerinden öptüler.

      – Üstadımız! Üstadımız! diye bağırıyorlardı rahipler. Üstadlarının kaftanının eteğini bırakmıyorlar, yerden kaldırıyorlar, elini öpüyorlardı.

      Bavurçuk Art Tekin onu bağrına basıp sordu, – Yalnız sohbet edelim mi üstadım?

      – Siz nasıl istiyorsanız Hakanım!

      – Sadece ikimiz sohbet edelim!

      – Olur, cenabı Hakanım!

      Onlar sarayda güzel yemekler yedi. İlginç ve önemli sohbet başladı.

      – Sizi dinliyorum üstadım! dedi kırmızı halı üzerinde yastığa yaslanan Bavurçuk Art Tekin.

      – Hayırdır! Yolculuk nasıl geçti? Cengizhan nasıl? bunlar manalı, derin ve doğru cevap bekleyen sorulardı.

      – İyilik! diye söze başladı Atay Sali. İdikut’un gönlünü coşkuya sürükleyip.

      – Mektubunu görünce Cengizhan çok sevindi!

      – Cengizhan nasıl bir adammış?

      – Gördüğüm kadarıyla kurnaz, hilebaz bir adam! Ejderha! Canavar! Bildiğim kadarıyla o büyük bir istila seferi başlatmaya hazırlanıyor. İdikut devletine değil elbette! Beşbalık’tan geçerse nereye gidecek? Elbette Türkistan’a!

      – Türkistan’a mı? dedi İdikut yerinden kalkıp.

      “O neden İdikut ile dost olmaya çalışıyor?” sorusuna Atay Sali kendisi cevap verdi

      – Burada büyük bir maksat var. O da Türkistan’a seferdir. Önce sizden güç almak, Beşbalık’tan faydalanmak! İşte bu!

      – Demek ki Cengizhan’ın aklında hep Beşbalık var! derken onun yüreği biraz hızlı çarptı.

      – 1125’ten 1209’a kadar, yani 84 yıl Batı Kıtan’a bağımlı olarak yaşadık. Gene bağımlı kalsak olmaz üstadım! İdikut Halkı Kıtan’dan nefret ediyor. Onu gördüm, halk arasındaki sözleri duydum!

      – Biliyorum! Ama Moğol Kıtan’a benzemiyor. Hayır! Derseniz yarın Moğol askerlerini Beşbalık’ta görürsünüz. Kanaatimce, Cengizhan Uygurları seviyor. Bizim için en mühim olanı işte budur. Sizin mektubunuza inanmıyormuş! Bunu açık ve kesin olarak söyledi.

      – Bize güveni nasıl?

      – Sizden kuşku duymuyor ama onun tam güvenini kazanmak için ispat etmek lazımmış.

      – Dostluğun bir belgesi olarak Kıtan’ın başını istiyor.

      – Kıtan’ın başı?

      – Evet! Kıtan başı cenapları! Kendinizi de ziyarete davet etti. “Bavurçuk Art Tekin gelsin!” dedi. İşte bu mektupta hepsi yazılmıştır. Mübarek elinizdeki bu mektubu Beşbalık’lı Tatatunga yazmıştır.

      – Tatatunga! Yağma Buğra’nın oğlu mu?

      – Evet Hakanım! Yağma Buğra’nın oğlu Tatatunga!

      – Bu doğru mu?

      – Kendi gözümle gördüm! Görüştüm!

      – Babam İyen Tömür, onları Beşbalık’tan kovdu. Nerde yaşıyorlar diye merak etmiştim. Moğolistan’daymış. Buna sebep olan kişi Tarkan Bilge Buka! Benim sözüm hâlâ aklınızda mı?

      – Evet, aklımda! Cengizhan’ın daveti üzerine oraya giderseniz Tatatunga’yla muhakkak görüşürsünüz.

      – Müjdeniz için çok memnun oldum üstadım!

      – Ulu Hakanım! Çoluk çocuğumla görüşmeye izin vermenizi istiyorum. Saray dışında rahiplerim de beni bekliyor olmalı.

      – Buyurun üstadım! Buyurun! Sizin gibi sadık, pak ve samimi bir kişinin İdikut’ta doğmuş olduğundan onur duyuyorum!

      – Ey saadetli Hakanım! Saltanatınız ebedi olsun! Ne söylemişsem sizin iyiliğiniz için söyledim!

      Bavurçuk Art Tekin onun biraz oturmasını buyurdu. Atay Sali oturdu.

      – Üstadım, biraz sonra ben sizin Cengizhan’a yönelik ziyaretiniz hakkında Tora Kaya, Bulad Kaya, Tarkan Bilge Buka’ya bilgi vereceğim. Tarkan Bilge Buka ne diyecek? Bir görseniz! Gazap anında kendinizi tutabileceğinizi umuyorum. Çünkü gazap her şeye göre nefrete daha layıktır.”

      – Sözünüzü dinlemem, fikrinize saygı duymam lazım Hakanım! Sizden razıyım hem de memnunum!

      İdikut, Atay Sali’nin sözünü tasdik etti ve onun gitmesine izin verdi. Atay Sali, Bavurçuk Art Tekin’in bundan sonra yollarının kesişeceğini, karmaşık işlerle karşı karşıya geleceğini bir daha vurguladı. Onun çok dikkatli olmasını, bir iş yapmadan önce onu akıl mizanına koymasını tavsiye etti.

      – Her şeyden önce Tanrıdan dileğim şudur! Uygur Hanının ömrü uzun, tahtı ebedi olsun! Siz bana büyük saygı gösteriyorsunuz. Size fikrimi söylemeye mecbur kılan şey, iyi bir teklif sunmaktır. İdikut’un şair ve yazarlarını, şarkıcı ve müzisyenlerini, heykeltıraş ve mimarlarını, örf-adet ve ananelerimizi, yemeklerimizi, kesif hünerlerimizi, tarihi miras ve kalıntılarımızı Cengizhan’ın önünde sergileyiniz. Kadim Türk halklardan olan Uygurların büyük medeni mirasıyla gurur duyacağını onlara bildirmek lazım. Öyle yaparsanız halk sizden razı olur diye düşünüyorum. İdikut sarayında hikmet, akıl, kanaat ve adaletin bulunması gerek! Bunları gerçekleştirmek mühim vazifedir. Cengizhan’la sohbet etmek için ilim hikmetten haberdar olmak, her şeyi iyi kavramak gerek. Buna özen gösteriniz. Tedbir, sabır, nezaket ve rahmetin kaynağı olan akla güvenin. Âlicenaplık, kendini tutmayı bilmek, kendi hakkını tanımak ve kanaatli olmaya dayanır. Vadeye vefa kılmak, iyi işler yapmak, güzel huylu olmakta adalete güvenin. Bu erdemler sizde vardır. Cengizhan çok kurnaz olmakla birlikte akıllı ve çok şey bilen bir adamdır. Siz ise genç ve çok saadetli bir adamsınız.

      Şan şevketli hakanım! Sizden korkuyorum! Beyhude söz söylemiş olsam cezasını çekmeye hazırım. Tanrımın günahkâr bir kulu olarak ben, söylemediğim söz için pişman olmuş değilim. Ama söylediklerimden her zaman bin türlü pişman oldum. Tanrım sizi uzun yaşatsın. Siz bana özgürce konuşmak için fırsat tanıdınız. Siz, atalarımızın şanlı tahtına oturdunuz. Onlar şehirler, surlar, kaleler inşa ettiler. Askerlere komutanlık yaparak servet toplayıp uzun yıl yaşadılar.

      Ey cenabı Hakan! Baht yıldızı tüm yıldızlardan parlak olan İdi-kut! Şimdi siz onların düşmana vermediği toprağına, şehirlerine, halkına, kutsal devletine varis oluyorsunuz. Tanrım size saltanat verdi. Size; Pan Tekin, Bögü Tekin, İrdiminhan, Aslanhan, Bilge Tekin, İyen Tömür gibi İdikut’lardan devlet ve asker miras kaldı. Sırtınızda çok ağır bir yük taşıyorsunuz. İdikut En Tömur’e hiç benzemiyorsunuz. O haddi aşmıştı, zulüm ve baskıyı arttırmıştı. Kibirlendi, sonunda öldü. O, şöhret ve makam-mevki uğrunda yaşadı. Bu yüzden Tarkan Bilge Buka ondan faydalandı. Ulu hakanım! Siz iyi düşünün, söylediklerim size ağır gelmesin. Ben vicdan azabı çekmekte olan samimi bir dost ve üstat olarak huzurunuzdayım!

      Atay Sali söyleyeceklerini söyledi. Kalbinde ne varsa ortaya koydu. Bavurçuk Art Tekin’de bu samimi sözlerden duygulandı, derin hisleri uyandı ve şöyle dedi:

      – Söylediklerinizin hepsi benim iyiliğim içindir! Biliyorum!

      – Ben de öyle düşünüyorum kutlu Hanım…

* * *

      Bavurçuk Art Tekin Budanın sureti bulunan asasını tutup sarayında ileri geri yürüdü. Atay Sali’nin sözlerinden sonra İdikut; devleti, Cengizhan, Batı Kıtan, halk ve vatanı