Ahmet Emin Atasoy

Rus Şiiri Antolojisi


Скачать книгу

мы все идем,

      И я теперь на голой вышине

      Стою один,– и пусто все кругом.

      И долго ли стоять тут одному?

      День, год-другой,– и пусто будет там,

      Где я теперь, смотря в ночную тьму

      И – что со мной, не сознавая сам…

      Бесследно все – и так легко не быть!

      При мне иль без меня – что нужды в том?

      Все будет то ж – и вьюга так же выть,

      И тот же мрак, и та же степь кругом.

      4 AĞUSTOS 1864’ÜN YILDÖNÜMÜ ARİFESİNDE

      Gün bitiminin son saatlerinde

      Yollardayım, ama mutlu değilim;

      Yürüyorum bir hayalin peşinde…

      Sen görüyor musun beni, sevgilim?

      Akşam. Karanlığa dalıyor dünya…

      Yitip giden son ışıktır, bildiğim.

      Senle ey şurada yaşamıştık ya…

      Sen görüyor musun beni, meleğim?

      Yarın – hüzün ve yakarış günüdür

      Yarın – kader günü mazimin benim…

      Ruhum ki sende hep bir melek görür,

      Sen görüyor musun beni, meleğim?

1865
* * *

      Ey sevgili can kardeşim, yolda yoldaşım benim,

      Uyuyorsun hepimizin gideceği mekânda,

      Bilemezsin yapayalnız ne kadar derbederim

      Korku veren kapkaranlık bu ıpıssız ortamda.

      Dayanılmaz yalnızlığım acaba çok mu sürer?

      Belki bir yıl, ya da iki. Tek bildiğim şudur ki

      Ortasında bulunduğum bu karanlık müthiş yer

      Boşalacak. Sabırsızlanan ben varım, sıradaki.

      Sen, hey gidi yalan dünya! Ölüm sonrası kolay!

      Feleğin ne umurunda varım ya da yoğum ben.

      Hep öyle önceki gibi yitecek bozkırda ay

      Ve fırtına karanlığı sarsacak dinlenmeden.

      Дни сочтены, утрат не перечесть,

      Живая жизнь давно уж позади,

      Передового нет, и я как есть,

      На роковой стою очереди.

1870

      Sayması zor ne günlerim kayboldu ziyan zebil

      Yaşayan o gerçek yaşam şimdi benden uzakta;

      Elbet artık umduğum şey yeni bir yaşam değil,

      Tevekkülle bekliyorum sıramı son durakta.

1870

      И. И. Левитан, Осенний пейзаж с церковью, 1890.

      İ. İ. Levitan, Kiliseli Sonbahar Manzarası, 1890.

      АЛЕКСЕЙ КОЛЬЦОВ

      ALEKSEY KOLTSOV

      (1809 – 1842)

      Ünlü halk şairi Aleksey Vasileviç Koltsov, 3 Kasım 1809 tarihinde, Voronej’de hayvan tüccarlığı yapan bir esnaf ailesinde doğdu. Küçükken belli başlı bir öğrenim görme fırsatı bulamadı. Dokuz yaşında Voronej ilçe okuluna verildiyse de, babasının ticaret işlerinde yardımcı olması gerekçesiyle, kısa bir süre sonra oradan alındı. Bundan sonra şairin tüm yaşamı tamamen paragöz babasının ‘ma rifetli’ ellerince yönlendirildi. Bilime gösterdiği ilgi babası tarafından gaddarca engellendiği için sürekli gizli gizli okumak zorunda kaldı. 16 yaşındayken, herkesin gözünden uzak, kitap sayfalarında gördüğü şairlere öykünerek şiirler yazmaya başladı. Zamanla Voronej’de papaz okulu öğrencilerinden A. Serebryanski’yle yakın dostluk kurdu. Çok geniş bir kültüre ve çeşitli yeteneklere sahip olan ve etrafında edebiyat heveslisi birçok kişiyi toplamayı başaran bu genç, onunla yakından ilgilendi. Bu dostluk Koltsov için, şiirdeki estetik değerleri daha çabuk kavraması açısından, çok yararlı oldu.

      Şair 1830’da Stankeviç ve onun aracılığıyla da Belinski’yle tanışma olanağı buldu. Bu tanışmalar onun için tüm edebiyat kaderini yönlendirecek denli etkili ve yararlı oldu. Nitekim kısa bir zaman sonra onların yardımıyla Listok (Yapracık) dergisinde ve Literaturnoy gazete (Edebiyat Gazetesi)’sinde ilk birkaç şiiri dünya yüzü gördü. 1835’te ise Stankeviç’in parasal desteğiyle ilk şiir kitabı yayımlandı.

      1836’da babasının işleriyle ilgili olarak Moskova ya da Petersburg’a uzun süreliğine gittiğinde Belinski’nin evine konuk oldu, hem onun yardımıyla yaşam denen mucizeyi anlamaya, hem de önündeki sanat ufkunu genişletmeye çalıştı.

      Puşkin’le tanışması da bu yıllara rastladı. Kendisine büyük bir sıcaklıkla yaklaşan Puşkin, ondaki sanat özgünlüğünü hemen sezdi ve onun en güzel şiirlerinden biri olan “Urojay” (Hasat)’ı çıkarmakta olduğu Sovremennik (Çağdaş) dergisinde alelacele yayımladı. Koltsov, Petersburg’da ise Vyazemski, Jukovski, V. Odoevski vb. şairlerle tanıştı.

      Bu kısa süre içinde o, yaratıcılık çizgisinde büyük bir mesafe katetti. Öyle ki Oteçestvennıyh zapiskah (Memleket Notları), Sovremennik (Çağdaş), Literaturnoy gazeta (Edebiyat gazetesi) sayfaları onun düşüncelerine, Çelavek (İnsan), Velikoe slova (Ulu Söz), Molitva (Dua) vb. ise “Tırpancı”, “Çiçek”, “Şarkı” ve daha nice şiirlerine yer vermeye başladı. Şair, halk edebiyatını derinlemesine araştırmaya ve bulduğu tüm yeni türküleri toplamaya koyuldu. Ayrıca Rus Atasözleri ve Deyişleri başlıklı bir de derleme hazırladı.

      Koltsov’un yaşamındaki son yıllar zorluk ve tersliklerle dolu geçti. O, hiç ayrılmaksızın, Voronej’de, üstelik de ilişkileri oldukça gergin bir aile ortamında direnmeye çalıştı. Ne ki tutcu esnaf yaşamı boyunduruğundan bir türlü kurtulamadı. Yakalandığı verem hastalığı onu yavaş yavaş eritti ve 29 Ekim 1942’de henüz 33 yaşındayken, bu dünyadan alıp götürdü. Mezarı Voronej’dedir.

      РАЗУВЕРЕНИЕ

      Да! жизнь не то, что говорили

      Мои мне книги и мечты;

      Ее недаром заклеймили

      Печатью