türedi renk, renk
Sen hala yoksun yollarda
Yine beklemek düştü bana..
Yazın sıcağında serinliği
Kışın soğuğunda meltemi
Özlediğim gibi…
Beklemek bir umut değil mi?
Bazen bir ömrün mutluluğunu yitiren
Bazen ise bir dal ucunda
Çatlamasını bekleyen tomurcuk gibi…
Umutsuz yaşanır mı dersin?
Gözlerim hep yollarda
Gelmeyeceğini bilsem de.
NO: 87 HÜSEYİN ALİOSMAN KOCAMAN (1941-1997)
Hüseyin Aliosman Kocaman 1941 yılında Razgrat ilinin Nasraden köyünde fakir bir köylü ailesinde doğdu. İlk ve orta okulu doğduğu köyde okudu. 1954 yılında Kubrat şehrinde yeni açılan Türk lisesine yazıldı lakin fakirlik yüzünden lise masraflarını karşılayamadığı için yarıda bırakmak zorunda kaldı. Köyüne döndü, kooperatifte vasıfsız işçi olarak çalıştı. Okuma arzusu güçlü olan şair lise sınavlarını dışardan vererek liseyi bitirdi. Razgrat’ta kalorifer sınavlarına girdi, başarıyla bitirerek diploma aldı. Kubrat şehrindeki “Elprom” adlı fabrikaya kalorifer ustası olarak tayin oldu. Orada uzun yıllar usta gibi çalıştı.
Evli ve bir çocuk babasıdır. Bulgarca biliyordu. 1997 köyünde vefat etti.
Şiiri çocuk yaşlarında sevdi. Saz çalmayı babasından, nefes söylemeyi de annesinden öğrenen Hüseyin Kocaman; Yunus Emre, Pir Sultan, Kul Ümmet, Şah Atai, Karacaoğlan ve Erzurumlu Emrah’tan, yüzlerce şiiri ezbere okur ve sazı ile eşlik ederdi. Klasik Türk şiirine özel bir sevgisi vardı. Bulgaristan Türk şairlerinin vezinle yazdıkları şiirlerin çoğunu ezbere bilir ve sazıyla okuyordu. Bilhassa Mehmet Müzekka Con, Hasan Karahüseyin, Niyazi Hüseyin ve şiir hocası saydığı Şaban Mahmut Kalkan’ ın hece vezni ile yazdığı şiirleri besteleyip sazı ile okuyordu.
Hüseyin Aliosman Kocamanın şiirlerinde temiz bir doğa, yaşanmış olaylar, sıcak bir lirizm buluruz. Şiirlerinde saz şairlerinin ve tekke şiirinin güçlü etkisi görülmektedir.
SEN YİNE ÖĞRETMENSİN 71
Duvarcısın, öğretmen olamadım diye üzülme
Dostlar karşısında öyle boş yere ezilme
Zanaatını kıskanma öğret her isteyene
Başarırsan bu işi öğretmensin sen yine.
Senin dizdiğin duvarlar başkalardan ayrılır.
İşini görenler hep imrenip kalır
Göster ustalığını her isteyen öğrensin
Başarırsan bu işin öğretmenisin sen yine.
Bilirsin her yapıda güçlük nasıl yenilir
Sıkı tutarsa insan elinde iş erir.
Bir haftada yükselir koca bir yapı
Ve açılır bir yuvaya yeni bir kapı.
Zanaatını kıskanmak yakışmaz günümüzde
Yakası açılmadık işler çok önümüzde.
Gelip alem yapmayacak o işleri bize
İnsanın karşısında her güçlük gelir dize.
ŞİİR OKUYUNCA 72
Bir şiir okuyunca, sarhoş olurum en az
O beytler şarkı olur, çalarsa elimde saz.
Bir şiir okuyunca, başkalaşırım haktan
Kuvvetlenir bedenim bakarım kurnaz.
Bir şiir okuyunca yarim gelir aklıma
Yalnızları dolaşıp dostu bırakmak olmaz.
Bir şiir okuyunca, dünyayı dolaşırım
Ağlayanlar gülenler var, güzellerse eder naz.
Bir şiir okuyunca Kocaman gelir aklına
Şiirler dünyasına mekan tutmuş ayrılmaz.
KINALI KEKLİK
Kınalı kekliğim sen neden ürkek?
Çok mudur düşmanın kınalı keklik?
Seni kimler vurdu, ağlıyor yürek
Dertlidir yüreğim, kınalı keklik.
Acep eşin nerede, öter mi yalnız?
Ne güneş güneştir, yıldızlar cansız
Ay bile gökte parlıyor halsiz
Bizde hal mi kaldı, kınalı keklik?
Kanadın benlidir, tellidir başın
Silsem de bitmiyor şu göz yaşın
Genç yaşında kurban düştü kardeşin
Ben de yarsız biriyim, kınalı keklik.
Keklik bu diyarın en güzel kuşu
Baş başa vermişler ötüyor eşi
Hayır’a yorsunlar gördüğün düşü
Sabahlar hayrola, kınalı keklik.
BÜLBÜLÜN VATANI
Kafeste bülbülüm ah edip ağlar,
Bülbülün vatanı gülün dalıdır.
Mahkumları bilin, kahırlar bağlar
Mahkumun dünyası hüzün halidir.
Dinle bülbülleri gülün dalında
İster genç ol ister yaşlı çağında
Baharı duyarsın kendi bağrında
Bu güzel eğlence, gönül ağıdır.
Bizim bahçemizin en güzel kuşu
Bülbülün yoktur dünyada eşi
Söndürür kalbinde yanan ateşi
Ötüşleri bize meltem yağıdır.
Ozan ilham alır, öterse bülbül
Güzellere ceylan der, çiçeklere gül
Şairin elinde en büyük ödül
Aşılmaz dağların güller bağıdır.
NE DERSİN?
Şu bahçemde bir gül olsan
Dallarına kuşlar konsa
Ben delişmen çocuk olsam
Kırıp kırsam, ya ne dersin?
Sen delişmen çocuk olsan
Dallarımı kırıp kırsan
Ben bir aklıselim olsam
Akıl versem, ya ne dersin?
Sen bir aklıselim olsan
Bana akıl bilgi versen
Edindiğin bilgilere
Boyun