bilmekle beraber destanı baştan sona ancak akınlar okuyabilir. Destanı okuyan akınlara ‘Manasçı’ ya da ‘Comokçu’ adı verilir. Ç. Velihanov Manas destanının Kırgız kültür hayatının bir çeşit özeti olarak da değerlendirilebileceğini düşünür: “Manas Destanı, bir kahramanın etrafında toplanmış bütün Kırgız mitolojisinin, masallarının, efsanelerinin, hikayelerinin ansiklopedik toplamıdır.” (Baycigitov, 1985: 21).
Manas destanından başka; Er Töştük, Kurmanbek, Kocacaş, Er Tabıldı, Kız Darıyka, Canış-Bayış, Kedeykan, Mendirman, Canıl Mırza gibi destanlar da vardır. Kırgız Türkçesinde destan terimini ifade etmek için çoğunlukla ‘comok’, ‘epos’ ve ‘dastan’ terimleri kullanılır. Kırgız destanları genel olarak ‘Çon Epos’ (Büyük Destan) ve ‘Kence Epos’ (Küçük Destan) olmak üzere iki grupta tasnif edilir. Buna göre Manas, Semetey, Seytek ‘Çon Epos’; Kurmanbek, Canıl Mırza, Er Töştük, Er Tabıldı Kocacaş, Canış-Bayış, Kedeykan, Bököy gibi destanlar da ‘Kence Epos’ grubuna girer (Tokombayeva,1973:285) (Şimşek,2018:9).
Kırgız sözlü geleneğinin diğer bir türü efsanelerdir. Kırgız Türkçesinde ‘mif’, ‘anız’, ‘angame’, ‘ulamış’, ‘leganda’ gibi farklı kavramlarla karşılanan efsaneler özelliklerine göre; kozmolojik efsaneler, yer adları ile ilgili efsaneler, hayvanlar ve bitkilerle ilgili efsaneler, dinî efsaneler olmak üzere çeşitli gruplara ayrılmıştır (Baycigitov, 2004: 642).
Kırgız Türklerinin sözlü geleneğinin gelişmiş türlerinden biri de ‘cöö comoktor’ olarak bilinen masallardır. Konularına göre; kahramanlık masalları, sihir-büyü masalları, hayvan masalları, gündelik hayatla ilgili masallar olarak farklı gruplara ayrılırlar (Dıykanbayeva, 2016: 20).
Kırgız sözlü edebiyatının diğer bir bölümünü de ‘lirikalık janr’ olarak adlandırılan lirik şiirler ve ırlar (türkü) oluşturmaktadır. Konularına ve nazım biçimlerine göre çeşitli adlar alan ırlar Kırgızların hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Bunlar arasında ‘ırım-darım (büyü-efsun) ırları’, hastalıkların tedavisinde sözün gücüne güvenerek hastalığa neden olan kötü ruhların kovulması amacıyla söylenen ırlardır (Akmataliyev, 2004: 29-61). Aşağıda kısa bir örneği paylaşılan bu ırların hastalıkları iyileştirme işlevi olduğuna inanılmaktadır:
Bıcı, bıcı, bıcı çık
Tula boydo kalbay çık
Zaarındı caybay çık
Turumtayday tülöp çık
Cabır körüp cüdöp çık
Süf, süf, süf, süf
Bıcı, bıcı, bıcı çık!
Vücutta kalmadan çık!
Zehrini dağıtmadan çık!
Turumtay (yırtıcı kuş) gibi tüy döküp çık!
Cebr çekip bezip çık!
Süf, süf, süf, süf!
‘Emgek (emek) ırları’ ise bir iş esnasında işin ağırlığını hafifletmek için söylenir. Bununla beraber emgek ırları hayvancılık, çiftçilik, avcılık ve el sanatları şeklinde dört alt gruba ayrılır. Bu ırlardan bekbekey, şırıldan, op mayda, ton çık, koş aydoo en önemlileridir (Akmataliyev, 2004: 29-61). Geçimini daha çok hayvancılıkla sağlayan Kırgızlar aşağıda örneği verilen hayvancılıkla ilgili emgek ırları yaygın olarak kullanılır:
Konok toogo bütköndö
Koşo çıkkan şırıldan
Taruu taşka bütköndö
Talaşa çıkkan şırıldan
Dağlara ot bitince
Birlikte çıkan şırıldan (güz mevsimindeki kımız)
Taşlara ot bitince
Yarışarak çıkan şırıldan.
Kırgızlarda ‘kaada salt ırları’ olarak bilinen tören türküleri de iki gruba ayrılır. Bunlardan birincisi düğünlerde söylenen toy türküleri ile çocuğun doğumu ve yetiştirilmesi ile ilgili türküler, ikincisi ise ‘koşoktor’ diye bilinen genellikle ölüm öncesi ve sonrasında söylenen ağıtlardır. Kırgız akınlarından Kalık’ın kardeşi öldüğünde söylediği ağıt bu ırlara örnek olarak verilebilir:
Caratkan Kuday keçirgin
Caş boorumdun künöösün!
Yaradan Hüda affetsin
Genç kardeşimin günahını!
Calgan düynö bilebi
Calgızdıktın münözün
Adam ata, Ava ene
Topuraktan caraldı.
Bardık adam balası
Uşu eki zattan taraldı.
Bir boorum senden ayrılıp,
Men kurgur tarttım sanaanı
Yalan dünya bilir mi
Yalnızlığın halini
Âdem ata Havva ana
Topraktan yaratıldı
Bütün insanoğlu
Bu iki kişiden çoğaldı
Kardeşim senden ayrılıp
Ben kahrolası çektim tasanı
Kırgız sözlü edebiyat geleneğinde ‘lirikalık ırlar’ başlığı altında gösterilen diğer bir tür ‘terme ırlar’ şeklinde de adlandırılan didaktik ırlardır. Kırgızların hayat felsefelerini ve tecrübelerini anlatan bu ırları ‘sanat ırları’ ve ‘nasihat ırları’ olmak üzere iki gruba ayırabiliriz. Sanat-nasihat ırları genel olarak iyi-kötü, güzel-çirkin, hayat-ölüm temaları etrafında dinleyenlerine öğüt veren ve yol gösteren bir içeriğe sahiptir. Meşhur Kırgız şairi Arstanbek’in, kendisini ziyarete gelen Cenicok’a şairlikle ilgili nasihat verdiği şiiri bu ır şeklinin iyi bir örneğidir:
Oo balam, ırçılık cayın aytayın
Irçı bolson sınçı bol
Kara özgöy bolboy, kalıs bol,
Aptıgın alkım agıtpay
Akındarga nuska bol
Eregiş çıksa elçi bol
El curtundun kençi bol
Aş menen toydun körkü bol
Hey oğlum şairliğin esasını söyleyeyim
Şair olsan sınçı ol
Kötü niyetli olma, adil ol
Nefsini, boğazını düşünmeden
Şairlere örnek ol
Kavga çıksa elçi ol
Halkın yurdunun hazinesi ol
Aş ile düğünün güzelliği ol.
Aşk kavramı etrafında söylenen şiirlere Kırgız sözlü kültüründe ‘süyüü’ veya ‘mahabat’ ırları adı verilir. Kırgız toplumunda yaygın bir şekilde benimsenen ve