Jale Babaşova Kastrati

Repressiya Dönemi Azerbaycan Dönemi Hüseyin Cavid


Скачать книгу

“Yeni İrşad”, 1912’de “Işık”,“Mektup”, “İkbal”, “Molla Nesreddin”, 1915’te “Açık söz”, “Kurtuluş” ve nihayet 1917 yılında da “Gardaş Kömeyi”86 ve “Yeni İkbal” gibi gazete ve dergilerde yayınlnmıştır.87

      İlk dönem şiirlerini klasik uslupta aruz vezniyle yazdığı için konusu itibarı ile de o dönem klasik yazarlarının etkisinde kalarak aşk, sevgi, tabiat tasvirleri, güzellik konularını işlemiştir. 1909 yılına kadar sadece yirmiye yakınşiir yazan Cavid, bu şiirleriyle lirik bir şair olarak tanınmaya başlar.

      “Regs”88, “Her Yer Sefalı”, “Çekinme Gül”, “Hıraman Hıraman”, “Uyuyur”, “Men İsterem”, “Küçük Bir Levha”, “Deniz Perisi”gibi şiirler, yazarımızın insan ve tabiat güzellikleri karşısında hislerinin ifadesidir. Bu şiirlerin büyük çoğunluğu Türkiye’deki eğitim döneminde yazılmıştır. Yazarın hayatında Türkiye-İstanbul dönemi ister sanatçı kişiliğinin isterse de birey olarak karakterinin olgunlaşıp kâmilleşmesinde çok büyük katkısı olmuştur. İstanbul’da eğitim aldığı dönemde Türk edebiyatının dehalarıyla tanışma, onlardan ders alıp, onların ekolunu öğrenme gibi büyük bir fırsatı yakalamıştır.

      Türkiye’de Rıza Tevfik, Tevfik Fikret, Namık Kemal ve Abdulhalk Hamit gibi sanatkârların Hüseyin Cavid’in sanat anlayışının, sanatçı kişiliğinin yeni bir şekil almasında büyük katkıları olmuştur. Bu açıdan yazarın Türkiye’ye gelmeden önceki şiirlerine baktığımızda ve Türkiye’de eğitim aldığı ve sonraki dönemlerde yazdığı şiirlerini değerlendirdiğimizde, şiirlerindeki şekil ve konu zenginliğini açık bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. Bu konuyla ilgili edebiyatçı eleştirmen Eziz Şerif, Hüseyin Cavid’in İstanbul’dan döndükten sonra hala aruz vezninde yazmasına rağmen, artık yeni kalıplarda ve konu olarak önceki şiirlerinden farklı konularda şiirlerle gündeme geldiğini yazıyor.Hüseyin Cavid’in, bu dönemi Hüseyin Salık mahlasıyla yazdığı şiirlerin son örneğidir.89

      Yazarın sanat hayatında dönüm noktası olan Türkiye-İstanbul dönemiyle ilgili edebiyat araştırmacısı Refik Zekâ Handan şunları söyler:

      – “Türkiye’ye giden, İstanbul’da tahsilini devam ettiren genç şaire, Türkiye’nin görkemli söz ustalarından Namık Kemal, Rasizâde Mahmud Ekrem, Abdulhak Hamid ve Tevfik Fikret gibi açık fikirli sanatkârların tesiri olmuştur.” 90

      20. yüzyılın başlarından itibaren Türkiye’de tahsil gören, fikir ve sanat cereyanlarını yakından takip eden Azerbaycanlı genç yazarlar, geri döndüklerinde Türkiye’deki fikir ve sanat cereyanlarının etkisinde kalarak bunları eserlerine de yansıtmışlardı. Türkiye’den döndükten sonra edebi görgü ve bilgisi genişleyen şair, eserlerine eskiden hiç işlemediği konuları; siyasî ve sosyal konuları işlemeye başlamıştır. 1909-1910 yılları arasında Erivan’ın Millî köyünde, Nahçivan ve Tiflis’te öğretmenlik yaptığı dönemde kaleme aldığı şiirlerin ekseriyeti siyasî ve toplumsal konularda olmakla beraber süjeli şiirlerdir. Süjeli şiir bedii formu onun bütün sanat hayatı süresince en çok kullandığı bir formdur. “Öksüz Enver”, “Küçük Serseri”, “Geseydi”, “Bir Kızın Son Feryadı”, “Veremli Kız”, gibi şiirlerinde Cavid süjeli şiir formunu kullanarak sosyal konularda şiirler yazmıştır. İster form isterse de muhteva açısından Türk edebiyatından etkilenmelerinin örneklerini yazarın şiirlerini tahlil ederken daha fazla göreceğiz.

      Sanat hayatının ilk evresi sayılan 1895’den 1909’lara kadar olan dönemde Hüseyin Cavid, sadece şiir yazmamıştır. Hüseyin Cavid’in ilk sanatkârlık dönemine ait şiirlerin büyük çoğunluğunda “Servet-i Fünun” edebiyatının etkisi görülmektedir. Fuad Köprülü, Servet-i Fünun şairlerinden Hüseyin Cavid’in üzerinde Abdulhak Hamid ve Tevfik Fikret’in etkisinin büyük olduğunu ifade eder. 91

      Hüseyin Cavid sanat hayatının ilk döneminde kaleme aldığı şiirlerini“Keçmiş Günler” başlığı altında 1913 yılında Tiflis’te “Şark” matbaasında bastırmıştır. 1917 yılında Bakü’de “Açık Söz” matbaasında da kitabın II. baskısı yapılmıştır.

      “Keçmiş Günler” kitabında şair, 1905 ile 1913 yılları arasında yazdığı şiirlerini toplamıştır. Kitapta dördü gazel olan 27 tane şiir bulunmaktadır. Bu kitapta toplanan şiirlerde “Servet-i Fünun” şiirlerinin dili, üslubu, şekil ve muhteva yönünden tesiri bariz bir şekilde görülmektedir.“Keçmiş Günler” kitabı, şairin basılan ilk kitabı olması açısından da önemlidir.

      Hüseyin Cavid’in basılan ikinci şiir kitabı “Bahar Şebnemleri”dir. Yazar bu şiir kitabında 1905 ile 1916 yılları arasında yazmış olduğu şiirlerinin bir kısmını toplamıştır. Kitapta toplamda 35 şiir yer almaktadır. Hüseyin Cavid, bu şiirlerinde dil olarak İstanbul Türkçesi’ne sadık kalmış birçok nazım şekillerini deneyerek lirik eserler yazmıştır.

      Yazarın “Bahar Şebnemleri”kitabı da1917 yılında Bakü’de “Açık Söz” matbaasında basılmıştır. Yazar, aynı zamanda bu dönemde darm eseri olan bir perdelik “Ana” piyesini de yazmıştır. Aruz vezniyle yazılan bu eser, şairin tiyatro alanında ilk denemesi olmasına rağmen, şiir akışı, sahne tekniği açısından eleştirmenler tarafından oldukça başarılı değerlendirilmiştir.“Ana” piyesi Azerbaycan tiyatro tarihinde yazılan ilk manzum dram eseri olma özelliğine de sahiptir.

      “Ana” manzum piyesinden sonra Hüseyin Cavid, daha çok tiyatro eserleri yazmaya odaklanır ve sanatındaki gerçek başarıyı yazdığı manzum tiyatroları sayesinde yakaladığını da söyleyebiliriz. Hüseyin Cavid, 1910 yılına kadar sadece şiir yazmıştır. 1910’da ilk tiyatro (dram) eserleri, makale, mektup türlerinde de eserler vermiştir. Ayrıca Abdullah Şaik ile beraber “Edebiyat Dersleri” adlı ders kitabı da yazmıştır. Bu eser 1919 yılında Bakü’de yayınlanmıştır.

      2.3. HÜSEYİN CAVİD’İN SANAT ÇEVRESİ

      1905-1909 yılları Hüseyin Cavid’in Türkiye’de eğitim aldığı dönemdir. Bu dönemde genç yazar, Türk münevverlerinden R. Tevfik Bölükbaşı’ndan ders almış, aynı dönemde İstanbul Üniversitesi’nde Batı Edebiyatı’nda profesörlük yapan Halid Ziya Uşaklıgil ve yine aynı bölümde öğretmenlik yapan Cenab Şehabettin ve Mehmet Akif Ersoy’un da derslerine katılmıştır.Üniversite ortamında o dönemin ünlü edebiyatçılarıyla tanışmıştır.Hüseyin Cavid’in İstanbul’daki edebî evresi yalnızca ders aldığı öğretmenleriyle sınırlı kalmamış, Tevfik Fikret, Abdulhak Hamid gibi “Servet-i Fünun”cularla datanışma fırsatı, yazarın kendini sanat ve dünya görüşü anlamında geliştirmesi açısından çok önemli etkenler olmuştur.

      Hüseyin Cavid İstanbul’da öğretim aldığı döneminde “Sırat-ıMüstakim” dergisinde “Yadi Mazi”, “Son Bahar”, “İlmi Beşer” şiirlerini yayınlatmıştır.“Sıratı- Müstakim” dergisinin başyazarlığını o dönemde Mehmet Akif Ersoy yapıyordu.Genç şair, hayatının önemli dönemini oluşturan İstanbul’daki eğitim süresince Türk edebiyatının büyük mütefekkirleriyle tanışıp onlardan ders almıştır. Yazarın hayatındaki bu dönemde sanat çevresi böyle üstadlardan oluşuyordu.

      1909’dan sonra Azerbaycan’a dönen