bana Asos’da
On yıldır ayrılık dersi öğretir.
Her yolun sonunda bir ayrılık var,
Ben de kızlarıma verdim bu dersi.
Boğazda sular da tersine kar,
Onsuz da ölümdür doğumun tersi…
Gündüz: Astarına çevrilen gece
Hayatta boş kalan yeri görünmek,
Girip yaddaşlarda yaşamak nice
Hasret sularında sırrı görünmek…
Bu sular boğazdan akmış, akacak,
Akıp haber verir su ayrılıktan.
Belki de kızlarım kârlı çıkacak,
Ölüm ıtrı gelen bu ayrılıktan!
Gün batar, sulara çeker gölgemi
Hayat bir oyunmuş, rakip aparır,91
Benim hasretimi yüklenen gemi
Canını bir teher çekip aparır…92
Ben ki, bir yolcuyum ‘gider gelmez’e,93
Uçan bir kayadan ne kalır dağa?
Ya öyle köhneyim, ya öyle taze,
Ecel mezar arar beni satmağa.
O Da Gitti
Y.Kuznetsov’un hatırasına
…O da gitti bu dünyadan
Her şeyini atıp gitti.
Bilseydi hiç bırakmazdı
Dünyayı aldatıp gitti
Tembelliğini düzlere,
Göz nurunu gündüzlere
Günahlarını bizlere
Satıp gitti…
…Ne bileydin neyi duydu,
Hakkın yerde zuhuruydu..
Kim bilir belki de suydu
Belki de buluttu, gitti.
“Ömürler yaman kısadır”,
Sözünü unutup gitti.
Tutunacak yeri yoktu,
Yüreğini tutup gitti…
Gözden Çıkarılan…
Dönüp mayasına kapik94, kuruşun,
Kıymete binince cilalı demir…
Mermiye dönüşmek istemez kurşun,
Ağaç, darağacı olmak istemir.
Âdem’den, Havva’dan kalan mirastan,
Payımıza düşen beş karış kabir,
Kim bilir belki de bu itirazdan
Namlu mermisini geriye tepir.
Bu dünya Tanrı’nın sır mektebidir
Ses çıkmaz diline bağlı düğümden.
Belki göbek bağı idam ipidir,
Asılıp dünyaya geldiğin günden…
Hoşuna mı seçer gurbeti garip,
Boşuna mı yağar Allah’ın karı;
Bahtına bağlanan bir görünmez ip,
Seni arkasınca çekip aparır…
Zamanla yarışta her damla bir an,
İstek menziline gidip çatar su;
Kuru bir ağacın geçip canından,
Yeşil bir yaprağa dönünce arzu..
Neden dudaklarda soğuyor adın
Köhnelik elini çeker sene de ,
Neden değerini yitirmez altın,
Bir şeyler yanlıştır bu ananede…
Kocalık yaşanmaz uzak, yâd ülke,
Kuruyup ağaca dönen de candır.
Ömrün uşaklığı vatandır belke,
Sonra elimizden çıkan vatandır…
Kim idin?
Sen kimi hatırlatırdın,
Herkesin ahiri bir kuru addı(r).
Evvel diken olup göze batardın,
Sonra vatan seni gözden çıkardı…
İnsan…
…İnsan mı dedin? İnsan
Yerde ruhun izidir.
Zamanın kapısında
Ömür dilencisidir.
Bilirsin ki yarıyor
Dünya kirakeşliğe95,
“Ey dili gafil” deyip
Dudağını dişleye…
Zamanın kapısını
Çarpıp çıkar hiçliğe…
Boğazdan Geçen Gemiler…
Kim senin bahtını gurbete yazdı,
Vatan mı istedi, vaht mi dışlıyor?
Düştüğün çıkılmaz bir darboğazdı(r),
Biraz o taraftan deniz başlıyor…
Suların akarı eğmiş sahili,
Bir defa eğilen artık düzelmez.
Gurbete serpilen ömrün on yılı,
Vatan istese de geriye gelmez…
Dünyaya karıştın dünyayla birsin,
Kim seni yurdundan saldı derbeder?
O göze görünmez kim idi dersin,
Kader mi diyorsun, belki de kader…
Çıksan, çıkamazsın cazibesinden,
Bahtın bıraktığı görünmez iz var…
Gece martıların garip sesinden
Bilirsin nerdeyse, çay var, deniz var…
Vatan da öylece hayaldir burda,
Ne ad vereceksin seçkinliğine?
Ve canından fazla sevdiğin yurda
Ayak basamazsın üç günlüğüne…
Öz müdür, üvey mi Ege’yle Hezer,96
Var mı bir cevabın, bu suale, su?
Yelinle uçmaya gölgeni gezer,
Ufuklar ardında kartal balası.
Fikrinin ucunda o ev, o dahma97,
Sonu görünmeyen bir sitem ile.
Her gün boğazına tıkanan lokma
Ve her gün boğazdan geçen gemiler…