Ali Kerim

Seçme Şiirler


Скачать книгу

kıran geminin peşinden

      Arktika’ya uzanıyor,

      Saldırıyor buzlara.

      Onları bağlıyor

      Henüz dokunmadığım

      Bembeyaz kâğıtlara.

      Çizgi duruyor yine aniden…

      Bu kıran gemi ulaşamamıştır

      Buzun son köşesine.

      Oğlum bekliyor,

      Kahraman kâşiflerimiz

      Kutbu ne zaman

      Boydan boya

      Aydınlığa gark edecek diye.

      Gece geç oluyor…

      Çalışıyor kaç saattir…

      Kafa kafaya getiremiyor

      Oğlum bütün çizgileri.

2. Açık Pencere

      Oğlumu düşünerek

      Uydum gece.

      Uykuda

      Ülkeden ülkeye geçerek…

      Sabah uyanıp bir sese

      Dönüyorum yatağıma

      Hangi ülkedeyse.

      Kalkıyorum

      Açılmış pencere

      Güneşe,

      Karıncaya

      Ota

      Çimene…

      Temmuza

      Ocağa.

      Pencerenin gözleri nasıl da büyür

      Güneş ışınları gibi

      Açıldıkça yanlara.

      Pencere gözlerinin hizasından

      Bir doğru çiziyorum hayalimde.

      Pasifik çakılıyor bir ucuna

      (İçim az kalıyor ki uçuna32)

      Öteki çizgi boylamla örtüşerek

      Dünyanın patikası oluyor.

      Yerin son noktasına varıyor.

      Tutuyorum çizgileri

      Babamın tuttuğu dizginler gibi.

      “Ey kâinat.

      Sen bir doru at,

      Sürüyorum seni sahibin olarak.

      Çekiyorum üçgen çizgilerini

      Geriye,

      ‘Gel’, ‘gel’ diyerek.

      Acıtsa da elimin nasırı

      Dünya beriye gelerek

      Penceremin önünde boy gösteriyor,

      Doluyor evime

      Dünya.

      İnsan

      Okyanus sesi…

      Açılıyor evime

      Dünyanın penceresi.

3. Boylam çizgisi üzerinde oyun

      O zamanlar

      Bir kütük üzerine

      Uzunca bir sırık koyardık.

      Her ucuna birimiz oturur

      Şenlenerek oynardık.

      Boylam üzerindeyim

      Çocukluk hissindeyim.

      Derim ki, ülkeler

      Anlaşsalar aralarında…

      Bazen dinlenmek için

      Biraz esinlenmek için

      Sevinçten mest olup,

      Coşsalar,

      Kaynasalar…

      Boylam üzerine dizilip

      Çocuk tek oynasalar.

4

      Gözlerim sana hayran olmuş…

      Bakışlarım boylam olmuş

      Takılmış dünyanın en uzak noktasına.

      Bakışlarımda ülkeler

      Köyler,

      Şehirler…

      Bakışlarım dönmüş boylama…

      Kâh trenle

      Uçakla başa baş gidiyor,

      Kâh dönüyor yana

      Kâh dağ gibi yükseliyor

      Kâh çırpınıyor okyanus gibi.

      Neden gelmiyorsun?

      Gönlüm bunu nasıl anlar?

      Duymuyorsun,

      Konuşmuyorsun

      Gelmiyorsun,

      Kırılıp dökülüyor boylamlar.

5. Oğlum resim çiziyor

      Arkadaşımla deminden beri bir koca33 üzerine

      Yine ne biliyorsak söylüyoruz teker teker.

      Oğlumun elindeki renkli kalem

      Söylediklerimizi anında yakalıyor…

      Diyoruz, belki bu koca

      Bağlıdır dünyanın her köşesine;

      Kâh Doğuda savaşmış,

      Kâh Batıda…

      Yanına yaklaşamamış ölüm bile.

      O bronz alnındaki kırışlar

      Bir ulusa,

      Bir ülkeye

      Bir yurda bağlıdır.

      “Dünyayı yarınlara götürenlerden

      Birisi de benim” derse haklıdır.

      Bakıyorum oğlumun çizdiği resme,

      Kocanın anlıdaki kırışıklar

      Dönüyor

      Ekvator oluyor

      Boylam oluyor

      Kâh Doğuya gidiyor

      Kâh Batıya doğru yol alıyor.

      Alnında düğümlenmiş çizgilerin düğümü…

      Her çizgiye bağlanmış nice ülke var.

      Koca azacık eğilmiş… Çizgileri çapraz,

      Alnını öne çıkararak gidiyor.

      Dönüyor yıldız oluyor yıldızlar arasında,

      Akıyor alnından damla damla ter.

      Peşi sıra yer gidiyor,

      Galaksiler

      Dolu mu dolu

      Renkli balonlar gibi uçuyor.

      Şimşek gibi gözlerinden nur saça saça

      Sürükleyip evreni götürüyor bu koca.

1969

      TAŞ

      Yarı çıplak

      Kadim insan

      Düşmanına bir ok attı,

      Kana battı.

      Taş düşmedi ama yere,

      Uçup gitti

      Ufuklardan ufuklara.

      Sanmayın ki taş kayboldu

      Taş dönüştü bir ok oldu,

      Oldu