Avelbek Koniratbayev

Kazak Folklorunun Tarihi


Скачать книгу

tanımak ve çocukların düşünce ve dillerini geliştirmek amacıyla üretilen kısa şiirsel sözcük gruplarına bilmece diyoruz. Çocukların düzgün konuşabilmelerini sağlayan söz sanatlarından biri de tekerlemelerdir.

Totemik Kavramlar

      Eski dönemlerde insanlar henüz hayvanlardan ayrılmadan doğada bulunan hazır yiyecekleri yiyerek mağaralarda yaşamışlardır. Tarihte bu döneme Bakır Çağ’ı denilmektedir. Bu dönemde insanlar yırtıcı hayvanlardan daha güçsüz durumdaydı. İnsanlar güçlülerden korktuklarında güçsüzlerin yardımlarına ihtiyaç duymuşlardır. İşte bu dönemde çeşitli totemizm48 inançları ortaya çıkmıştır.

      Her boy, kavim, aşiret farklı yerlerde yaşadıkları için, yerleşim yerlerinde daha çok bulunan hayvanlara (bazen kurt, bazen kuş, bazen de ejderha ve kertenkele) tapmışlardır. Bundan sonra ortaya köpek, öküz, at totemleri çıkmıştır. Türk-Moğol boylarında av, kuş, kurt-karınca, yılan ve ev hayvanları totem olmuştur. İlk totem inançları bu şekilde meydana gelmiştir. Bunu takiben tektanrıcılık ortaya çıkmıştır. Bu konu üzerine V.B. Taylor49, J. Frezer50, Mary Boyce51, N. A. Alekseyev52, M. T. Stepanyants53, E. S. Novak54 gibi İngiliz ve Sovyet bilim insanları ayrıntılı araştırma çalışmaları yapmış ve animizm, totemizm, zoomorfomizm, büyücülük (özel varlıkları sembolize etme), mitoloji ve Şamanizm ilgili kesin bilimsel sonuçlar ortaya koymuşlardır.

      V. G. Bogoraz-Tan55, hayvanlara gelenek vasıtasıyla tapmanın (dans, şarkı) kinetik dil döneminde; dev, cin, peri ve cadı gibi mitlerin ise insanların sesler yardımıyla ilişkiler kurmaya başladığı dönemlerde ortaya çıktığını ileri sürmüştür. S. P. Tolstov ise, M.S. I-II. yüzyıllarda, Roma’da musevilik ile karakterize edilen Hristiyanlık’ın, Parfiya’da zerdüştlüğün, Kuşanlar ve Çin Devletlerinde sinkretizm etkisinde kalan budizmin ortaya çıktığını dile getirmiş ve bunların tümünün eski dönemlerde ayrı ayrı şehirlerde meydana gelen lokal dinî ideolojiler, yani boy ve kast sistemi inançlarına karşı kullanılan yeni bir tür tanrılar kültü; sadece sinkretik tanrılar sistemine tapmanın başlangıcı ve tektanrıcılığa doğru atılan büyük bir adım olduğunu savunmuştur (Tolstoy, 1948: 19).

      Tektanrıcılık, büyük kölelik sistemi döneminde ortaya çıkmıştır. Çünkü köle sahipleri tek dinî inanç meydana getirmedikçe halkı yönetememişlerdir. Sonuç olarak totemizm anlayışı için çok eski dönemlerde ortaya çıkan yerel (lokal) boy inançları diyebiliriz.

      Totemizm, bütün halklara özgüdür. Örneğin, İran Edebiyatı eseri “Avesta” kitabında gök ve yer Ahura-Mazda tarafından; açlık, hastalık, kış, ecel gibi varlıklar ise Angra-Mainiu tarafından yaratıldığına dair bilgiler yer almıştır. Bu tür düalizm örnekleri Altay Türklerinde insan ve doğa ilişkilerinde görülmektedir.

      Totemizmde Tanrı yoktur. İnançlar da sürekli değişmiştir. Çünkü yaşam ve sanayi güçleri geliştikçe insan doğa ve toplumla yakından ilgilenerek yeni kavramlar bulmuşlardır. Mitolojik inanç ile dinî anlayış aynı değildir.

      Sanayi güçlerin gelişme sürecine gelirsek, tarih sahnesine sınıf sisteminin çıkmadığı bir dönemde, göçebe halklar üç farklı kavram aşamasından geçmişlerdir: a) ilk boy sistemi döneminde, insanlar doğadaki hazır yiyeceklerle beslenmişler. Totemizm inançları bu dönemde ortaya çıkmaya başlamıştır; b) Anaerkil dönem. Ana-Kadınlar tarafından yönetilen toplumsal bir sistemdir. Evlilik ve aile hayatına henüz geçilmeyen; toplu şekilde evlilik, dayıerkil (avunkulat) ve heterizmin yaygın olduğu bir dönemdir. Güneş ve toprağa, özellikle ana-kadına tapma daha çoktu. Bunlarla ilgili olarak yeni totem, yeni mitler ortaya çıkmıştır; c) Ataerkil dönem. Toplum liderlerinin erkekler olduğu bir dönemdir. Çünkü av, avlama ve onları evcilleştirme işleri erkeklerin görevleri olarak yer değiştirmiştir. Bu dönemde evlilik ve aile hayatı, avcılık, antropolojik mitler (cadı, dev, jelayak) ve Şamanizm ortaya çıkmıştır. Bundan sonra tek tanrıcı dinler dönemi başlamıştır. İşte bu bağlamda totemik, mitolojik düşünme ve ilk karakter tipleri ortaya çıkmıştır. Masal, efsane ve destanların ortaya çıkmaya başladığı dönem, işte bu dönemdir.

      Eskiden şiir sanatı dinden daha etkili ve güçlüydü. G. D. Sanjeyev, şiir sanatına dayanarak, Moğol destanlarının, farklı boylardaki farklı aşiretler birliğinin dağılmaya yüz tuttuğu dönemde ortaya çıkmaya başladığını ileri sürmüştür (Sanjeev’den akt. Konıratbayev 1991). Bu bağlamda totemizm ve mitoloji unsurlarından bahsetmek, folklorun doğasını tarihî açıdan geniş bir şekilde ele almamıza olanak sağlar.

Kurt Totemi

      Bu totemi S. P. Tolstov, “Perejitki Totemizma i Dualnoy Organizatsi u Turkmen” adlı çalışmasında ayrıntılı şekilde ele almıştır. Yazar, evlilik toteminin bütün Türk boylarında olduğunu dile getirerek: “Türkmenlerin evlilik totemi ve bizim dediğimiz mitin kökeni çok şeye açıklık getiriyor. Bu konunun tarihî sırrını tespit etmek çok önemlidir. Burada erkek ve kadın mitleri birbirlerine karşı yaratılmıştır. Kadın totemi antropolojiye dönüşür ve yerine erkek geçer (Plano-Karpini’nin Kırgız efsanesi bunu doğrulamaktadır). Türkmenlerde ilk mit türü kurt ve keçidir. Gökbörü oyunu Özbek, Kırgız ve Taciklerde biraz değişikliğe uğramıştır. Hakaslarda kurt ve dişi geyiktir (ya da köpek ve ağaç). Kırgızlarda köpek erkeklerin totemidir. Plano-Karpini’ye göre bu toteme guangyung boyunda da rastlanır. Saka ve eski İran’da öküz ve yılandır. Oğuz boylarında öküz ve kızdır (Oğuzhan). Bu mit Buryat ve Moğollarda da vardır (Boğa Noyan). Karakıtaylarda ise at ve inektir.” (Tolstov, 1948: 20) demiştir.

      S. P. Tolstov’un, evlilik (bozkurt) totemi üzerine ileri sürdüğü bilgiler çok derin bilimsel verilere dayanmaktadır. Örneğin, evlilik totemi Karakıtaylarada domuz, Halaslardaki eşek ve kız, Moğollardaki kuş ve kız totemleriyle bütünleştirilmiştir. Eski efsaneye göre Urun denen bir kuştan Urun adlı bir kız doğmuş ve bu kızdan Türk-Moğol boyları türemiştir. Bu efsane Kazak ve Oğuz masallarında da geçmektedir. Örneğin, Kazaklarda bir erkeğin, evlenmeden önce sevgilisiyle görüşmeye gitmesine “urın baruv” (gizli saklı görüşmek) denilmektedir.

      Yedisu boylarının VIII. yüzyıldaki efsanelerine göre Oğuz Kağan, ataerkil bir toplumun yöneticisi olarak geçmektedir. Ondan öncesinde ise sadece kurt ve kadın hakkındaki “bulanık” masal ve mitler vardı. Kurt totemi, Göktürk Kağanlığı döneminden kalan gelenek-göreneklerde de görülmektedir. Örneğin, Çin’e karşı savaşlarda Türk, Seyanto, Cucan ve Hun boyları atlarına kurt başı motifli koşumlar kullanmışlardır. “Oğuznâme” destanında Oğuz Kağan her sefere çıktığında bozkurt orduya rehberlik ederdi.

Köpek Totemi

      Bu, çoğunlukla anaerkil dönemde rastlanılan bir külttür. M.Ö. VI-IV. yüzyıllarda Hunların gelişine kadar köpek bütün Saka, Massaget boyları ve Orta Asya halklarının Zerdüştlük dönemine kadarki kültü sayılmıştır. Köpek toteminin iki aşamasını görebiliriz: İlki ölüyü gömme geleneğiyle bağlantılı, ikincisi ise köpek, ailenin kutu (bereketi, uğuru) kabul edilmiştir. Bu, ataerkil bir külttür. Bunun örneği, Kazakların “Sırtlanlar” adlı masallarında geçmektedir. Masalda çocuğu kurttan kurtaran köpek insanlara yardım etmektedir.

      At ve ejderha totemleri de Kazak inançlarında önemli bir yere sahiptir. Ejderha mitolojik ve gerçekçi bir totem olarak işlenmiştir.

Öküz Totemi

      Hayvancılık devrinde vahşi hayvanlar