Avelbek Koniratbayev

Kazak Folklorunun Tarihi


Скачать книгу

açıklık getirilmiştir.

Bädik

      Bu tür şiirlerde eski totemizm izlerine rastlanılır. İnsanoğlu, henüz doğanın sırlarını çözemediği zamanlarda her hastalığın bir sahibi olduğunu düşünür ve frengi, kanser, cüzzam, yanıkara gibi hastalıkları şiirlerle tedavi ederlerdi. Hastalığın sahibine insanın sahipli kutu tarafından karşı koyulmuştur. Bädik şiirlerinde büyü, totemizm ve mitoloji konuları yer alır. Buna ikicilik (düalizm) denilir. İkiciliğin ortaya çıkışı iyilik (Ahura Mazda) ve kötülüğün (Argra Mainiyu) tartışmasına dayanmaktadır. Töbetay, kafatasını konuşturarak onu “ırıksız bıdık” (iradesiz bädik) diye adlandırmıştır:

      Söyle dersen, söylerim Bädik şiirini

      Kara incili kürküm var, çok görkemli,

      At otlanmadan, su içmeden hep yatarsa,

      Bädik o atı sonunda öldürür.

      Kış, kış, kış!

      Bädik gidiyor, başka yere doğru

      Yuları aldım koştum ata doğru

      Eğer Tanrı Bädiği elime verirse

      Ateşe doğru iterdim.

      Kış, kış, kış!

      Gideceksen ey Bädik, Mekke’ye göç et

      Yaşlı teyzenin kafasını yiyen alına göç et,

      “Göç” etmeyi bilmiyorsan ben söyleyeyim.

      Koyunlara doğru koşan tekeye göç et,

      Bädik bazen şiir şeklinde söylenir:

      Bädi Bädik deyince

      Bädik rüzğar gibi esiyor

      Yüksek yüksek dağlara

      Dönerek oluşan girdaba

      -” Hey, göç et” dersen –göç eder.

      Hey göç et!

      Bädik, sadece insan hastalıklarını tedavi etmede değil, hayvan hastalıklarını iyileştirmede de kullanılmıştır. Bädik, yapısı bakımından basit ve komik şiir şeklinde olur. Badik, geçen yüzyılın yirminci yıllarına kadar halk arasında kız oynak (kızlar tarafından kurulan bir tür eğlence) oyunuyla birlikte kullanıla gelmiştir.

Ateşle Temizleme

      Zerdüştçülük inançlarından olabilir. Şamanizm ortaya çıktığında ateşle temizleme yedi cin çağırma şeklinde söylenilmiştir. Kamların anlayışına göre kötülük sahibi (hastalık) ölmez, bundan dolayı onu ancak hasta kişiden (ya da hayvandan) başka bir şeye göçürmek mümkündür. Bädik ateşle temizlemek, tedavi etmek demektir. Bunu kamların kendileri bile yarı cin kılığına girerek söylemişlerdir.

      Sonraki dönemlerde illet, insanlara frengi, cüzzam hastalıkları geldiğinde genç delikanlı ve kızlar bir tepenin başında toplanarak gece boyunca şarkı söylemişlerdir. Bu ritüele “göçürme” denilmiştir. Kazak halkı, çok konuşanlara “bädik bas” (çenesi düşük) der.

      Kız:

      Bädik gidiyor dağı aşarak,

      Dağı aşan pınar suyuyla karışarak

      Şimdi ikimiz Bädiği bulalım ve

      Bädiği doya doya dövelim.

      Delikanlı:

      Omur Bädik deyince, obur bädik,

      Kurnaz kızların alnını kemir bädik,

      Şişman kızın içine girip,

      Böbrek yağını ye ve şişmanla bädik.

      Kız:

      Bädik gidiyor kendi yerine,

      Keçi zayıflığını tekeye bildirmez,

      Oradan nasıl göç etmesini ben söyleyeyim,

      Git ve yapış delikanlının alnına.

      İnsanlar eski dönemlerde doğanın sırrını çözemediklerinden ay ve güneşe, toprağa, rüzgâra tapmışlardı ve sonradan da kendilerinden daha güçlü hayvanlara, ejdere, yılana, karıncaya, maymuna tapmışlardı. Vahşi hayvanları ehlileştirdiklerinde, insanoğlu doğada iyilik ve kötülüğün bir rekabet içinde olduğunu anlamıştır. Aslan insan yiyorsa, kurt koyun yiyordu. Yaşam ve ölüm de vardır. İnsan, dört mevsimin farkını da anlamaya başlamıştır. Kamlık anlayışına göre sonradan insan, Tanrı (ongon), ruh, en kutsal varlık olarak sayılmıştır. Bu dönemde Şamanizm’de ruhlara tapma, uzaydaki ve yerdeki hayvanları büyülü sözlerin (şiir) gücüyle etkileme ortaya çıkmıştır. Devamında ise güneşi bulutlardan arındırma, bulut, yağmur çağırma ve yılan, karadul, tarantula büyüleme ve telkin etme ortaya çıkmıştır.

      Yılan büyülemede totemizm anlayışının izleri bulunmaktadır.

      İnatçı, inatçı, yılan, inatçı yılan,

      Sivri başlı yılan,

      Sarı yılan, büyük yılan,

      Hain yılan, su yılanı.

      Göl yılanı, nehir yılanı

      Uzun, uzun, uzun yılan,

      Vaktin geldi, çık yılan.

      gibi sözler kötülük sahibi yılana tapmayı bildirmektedir.

      Kamlar tarantula ısırdığında Kambar Ata’nın ruhuna, karadul ısırdığında ise cinlere tapmıştır. Kamlar bazen insanı sokan yılanı çadırın şañırağına asar ve altına ateş yakarlar. Bu şekilde yılanın adını bulmaya çalışmışlardır. Kam, sıkıştığında “düğmemi çöz” deyince, yılan ölü şekilde yere düşmüş. Yılana “düğme yılan” demişlerdir. Aslında bunlar telkinle bağlantılı olmalıdır. Böyle özelliği bulunmayan kişiler kam olamazlarmış.

      Güneşi bulutlardan arındırma, yılanı büyüleme gibi telkin şiirleri kamlıkla ilgili şiirlerin en zor ve karmaşık türleridir. Birisinde hastalığın neden kaynaklandığı belliyse (yılan sokma), birisinde belli olmamaktadır. Şamanlık anlayışında hem doğaya, toteme, politeizme (çoktanrıcılık), cinlere, perilere, cadıya, devlere hem de insana (ruhlara) tapma vardır. Kamlar cin ve perilere tapmıştır.

      Dosmırza şamanın şiirlerinde “Cin Atası Börlübay”, 360 yaşına gelen Sarı Kız (cadı), “Savkele takan sakallı cin” geçmektedir. Barlıbay, Ernoyan, altmış otağlı kara cin, kocamış kartal, boynuzlu gök koç, ejderha, yılan, tay binen elçi kız, gökteki dört atlı, şoyınkulak (Er Töstik masalında geçen kötü bir karakter), doru taylı dedikleri bazen totem, bazen de cin olarak tasvir edilir.

      Şahar, Dosmırza şamanlar bu listeye Muhamed, Süleyman, Orak Batır, Kam-bar gibi isimleri de dâhil etmektedir. Muhammed ve Süleyman din sembolü ise, Orak ve Kambar ruhlar sembolüdür. Şamanlık şiirlerindeki düalizm örneklerinin birkaçı bunlardır. Bunlar Elçi Kız ve Sarı Kız dedikleri anaerkil devrinden kalma anne kültü olabilir. Sakalar dönemindeki kült şiirleri cadılar başlatmıştır. Ataerkil devri başlatılıp toplumu erkekler yönetmeye başladığında anne kültlerini erkek şamanlar üstlenmiştir. Ancak anaerkil geleneği kullanılmıştır. Şamanlar eski ve yeni inançları birlikte uygularlar. Eski şamanlarda söze “Bismillah” çekerek başlamak yoktu. Doğu efsanelerine göre Süleyman periler âlemini yöneterek göklerde uçarmış. Gökteki atlı dedikleri işte bu Süleyman’dır.

      Şaman şiirlerinde sihir, şamanlık, İslam anlayışları karışık işlenmektedir. Bunlardan atalar ve batırlar ruhuna tapma daha ağır basmaktadır. Şamanlar, felç