Şaban Mahmudoğlu Kalkan

Bulgaristan Türk Şiiri Cilt 2


Скачать книгу

asırlar önce çekip başını

      Bu topraklardan ta nerelere gitmiş

      Yolunda evladına devretmiş savaşını

      Varılacak yelere hasretle bitmiş

      Bozkırlarda kavgayı dağlarda yası

      Şarkı edip söyleyen yiğitmiş.

1993, Almatı

      AKROSTİŞ 45

      Seni seviyorum demek lafa kolay

      En sıcak en güzel, en derin sularda

      Neredesin diye sormadan sana varmak

      İşte sevgilerin en güzeli dünyada

      Sen kaderim oldun doğan güneşim

      Ey beni benden eden gönüldeşim

      Varsın yıllar yılı dinmesin acım …

      İlkyazım, kışım, sonbaharım, yazım

      Yaşa rüyalarımın gizli kuytularında …

      Orda bulmalıyım seni bu gün de yarın da

      Rüzgarlar dinsin gözlerimin yaşında.

      Unutmadım sana verdiğim vaadi

      Madem ki hala seni seviyorum bu yaşımda.

1999, Sofya

      NO: 81 MEHMET ALİ MACAR (1941)

(Mehmet Aliev Macarov)

      Mehmet Ali Macar 6 Ekim 1941 yılında Kırcali ilinin Sırt köy (Rogozçe) köyünde fakir bir tütüncü ailesinde dünyaya geldi. Kader onu daha küçük yaşta üç aylık iken babasız bıraktı. Annesiyle birlikte Eğri Dere’ye giden Mehmet Ali Macar ilk ve orta okulu orada bitirdi. Daha sonra 1961 yılında Kırcali Türk Pedagoji okuluna yazıldı ve üç yıl sonra oradan ilk okul öğretmeni olarak mezun oldu. Uzun yıllar Rodopların çeşitli köylerinde ilk okul öğretmeni olarak görev yaptı. Türk çocuklarına alfabeyi öğreterek Türkçe sevgisini onların minik yüreklerine yerleştirdi.

      Bulgarlaştırma kampanyası onu Kırcali ilinin Çiftlik köyünde öğretmen olarak buldu. Bu kampanyaya karşı direnen şair işten atıldı ve üç yıl inşatlarda çalışarak hayatını kazandı. 1989 yılının Haziran ayında zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye iltica etti. Malkara şehrine yerleşti ve oradaki ilk okulda müdür yardımcısı olarak göreve başladı. Halen o görevi sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca biliyor.

      Mehmet Ali Macar şiiri çocukluk yıllarında sevdi, lakin ilk şiir denemelerini öğretmenliğe başladığı yıllarda yaptı ve bir daha şiirden ayrılamadı. O şiirlerinde yurt sevgisini ve milli bilinci dile getirdi. Onun şiirlerinde sıcak bir duygu yoğunluğu ve Rodop Türk folklorunun deyim özelliklerini buluyoruz ki, bu da onun şiirine yeni bir ifade ufku getiriyor.

      Eserleri Türkçe merkez ve yerel dergi ve gazete sayfalarında serpilmiş bir vaziyettedir.

      “Yıllaar ve Yollar”, Şiirler, İstanbul, 2006

      ÖMÜRDEN KALAN 46

      Çiçek açar

      Solar çürür

      İnsan doğar,

      Yaşar ölür.

      Ondan yalnız

      Anı kalır.

1959, Kırcali

      YOLLAR VE YOLCULAR 47

      Yollar var ki inişli çıkışlı

      Dikenli taşlı

      Hep yokuşa sürer kişiyi

      Hasret dolu gurbet yolları

      Acı dolu göç yolları…

      Yolcuların yalın ayakları

      Çatlak, patlamış tabanları

      Bazıları aşar yılları

      Yarıda kalır bazıları…

      Gölgede gölgelenir

      Kimilerine yetmez ömür

      Ne kadar gidilirse gidilir

      Yolun somuna gelinir.

      Orası artık son duraktır

      Gözlere siyah perde çekilir

      Kişi karanlığa bürünür..

      Bırakarak arkasında izini

      Götürdüğü cepsiz kefendir

      Kalıcıdır tüm yollar.

      Bekler yeni yolcular…

      Neler görmüş

      Neler geçirmiş

      Kahkahayla gülmüş

      İçin, için ağlamış

      Avaz, avaz haykırmış …

      Çağıl, çağıl çağlamış

      Türk olduğu için

      Kumsalda öldürülmüş.

1980

      ZOR GÜNLER 48

      Sessiz, sessiz ağıtlar,

      Söylenir köşelerde.

      Duygular gömülüdür

      En derin yüreklerde.

      Umut sinmiş içime

      Esen rüzgarlar kuduz.

      Kapanmışım içime

      Kalmadı hayat huzur.

      Gündüzle gecem olmuş

      Gecelerim simsiyah

      Güneşe var da batış

      Yok, yok, yok, yok, yok doğuş.

      Ölenler toprak oldu

      Sızlıyor kemikleri

      Bahçemde gülüm soldu

      Kayboldu bülbülleri.

      Bülbüller konmaz oldu

      Güllerin tacına

      Böylesine bir zulüm

      Geldi Türk’ün başına.

1987, Kırcali

      RODOP GÜZELİ 49

      Eli kınalı gözü dualı

      Kaşı sürmeli başı sevdalı

      Ayağı hallı (büyük) sırma ceketli

      Tatlıdır dili, Fatma’dır adı

      Takmış telleri Rodop güzeli

      Ne güzel gülüyor mavi gözleri.

1987

      CABİLLER’DE GECE 50

      Cabiller’ de gece buz

      Gece ayaz, yıldızlar sayısız, parlak

      Elle tutulacak gibi alçak51

      Pomak Ahmedin evi eski, ahşap

      Odada üç yatak

      Birinde Halil İbrahim

      Öbüründe Emmi