başlamıştır. Ayrıca, Çağdaş Azerbaycan şiirinin çok sesliliği ve çok üslublu olması, bin yıllık millî şiir cephesinin yeni ortaya çıkan en çağdaş şiir birikimleri ile karşılaşmasından doğmuştur. Modern şiirde savaş, doğa, sevgi gibi geleneksel motifleri ile birlikte postmodernizm tonları, yozlaşmış ovqat, yapıcı şiir, oyun estetiği, yapıbozumcu şiir vs. gibi tezahürler de kaydedilmiştir. Bugün, ülkemizde şairin edebî kişiliğinin özgürce yansıtma fırsatına sahip olması, Azerbaycan şiirinin zenginliğini sağlamaktadır. Bu durum, bağımsızlığın tümüyle Azerbaycan edebiyatına, özellikle de şiire getirdiği en önemli özelliklerden birisidir.
Edebiyatımızın modern aşaması, drama ve tiyatroda başarılı arayışları ile karakteristiktir. Azerbaycan dramalarının bağımsızlık döneminde gelişmesi, klasik drama ve modern tiyatro estetiğinin birliğini şart kılmıştır. Son yıllarda millî dramanın başarıları Elçin’in, Kemal Abdullah’ın, Ali Emirli’nin, Firuz Mustafa’nın, Afak Mesud’un, Hamit Arzulu’nun farklı drama yaratıcılığı ile temsil edilmiştir.
Azerbaycan`da Yeni Edebî Akımlar
Eski Sovyet edebiyatı, sosyalist realizmin yaratıcılık yöntemi esas alınarak oluşturulmuştur. Mevcut ideoloji, Sovyet edebiyatını tek yaratıcılık yöntemine dayanan bir edebiyat gibi görmek istediğinden, bu yöntemin biraz kenarında oluşan bir edebiyatın hangi “izm”e ait olması gerektiği meselesinden uzun zaman söz etmek mümkün olmamıştır. Sadece XX. yüzyılın altmışlı yıllarında Sovyetler Birliği çapında düzenlenen realizm toplantıları “tek yaratıcılık yöntemi” kavramını kırmış, mevcut edebiyatta diğer “izm”lerin de var olduğuna dair düşünceler belirmeye başlamıştır. Bu dönemde XX. yüzyılın başlarında eğitimci realizmin varlığı kabul edilmiş ve bu edebiyatın tanınmış kurucularının isimleri ve idealleri dikkate alınmıştır. Ayrıca, bazı Sovyet edebiyatçıları itiraf etmelidir ki, artık sosyalist realizminin bir parçası olarak kabul edilen devrimci romantizmin kendisi, bağımsız sosyalist romantizmin yaratıcılık akımına dönüşmüştür. Böylece, bağımsızlık dönemi edebiyatı arifesinde artık “tek yaratıcı yöntemi” ilkelerinden çok yöntemli, hatta çeşidli edebî akımları olan bir edebiyattan söz edilmeye başlanmıştır.
Devlet bağımsızlığının 30 yılı boyunca Azerbaycan`da çeşitli edebî bakış açıları ve farklı üslupları içeren çok yöntemli edebiyat oluşmuştur. İlk aşamada önce edebî topluluklar ortaya çıkmış ve edebiyatın her hangi bir yeni yönde gelişimine ilgileri olduğunu beyan etmişler.
Birçok durumda, bu edebî topluluklar arasındaki yaratıcı tartışmalar, hatta bazılarının Azerbaycan Yazarlar Birliği ile haksız yüzleşmesi sonuçta edebiyattaki fikir ayrılıkları, demokratik atmosfer, yöntem ve tarzların mücadelesine meydan açmıştır:
Geçen yüzyılın deneyimi de bir hedefi doğrular: Topluluklar, dernekler, birlikler, manifestolar gerekli havayı, ortamı, zemini oluşturur ve yetenekli insanların edebiyata gelip kendilerini edebiyatta bulmaları için yalnız bir araç olur. Günümüz edebiyatını oluşturanların arasında, 1990’ların karmaşık sosyo-tarihsel ve edebî -kültürel ortamını aşan, imza kazanan ve imzalarını doğrulayan birçok kişi vardır.20
Bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatı böyle zor, acılı fakat gerekli süreçlerden geçerek çok sesli, çok yöntemli bir edebiyat olarak oluşmuştur. Görüşümüze göre, bağımsızlık döneminde Azerbaycan edebiyatında edebî eğilimlerin ortaya çıkışında farklı edebî topluluk ve derneklerin önemli bir rolü olmuştur. Daha doğrusu, yeni çağın edebî eğilimleri ve akımları, edebî topluluk ve derneklerin ortaya çıkardığı demokratik yaratıcı ortam temelinde oluşturulmuştur. Hatta bu toplulukların bazıları yeni edebî akım oluşturmak için yola çıkmıştır. Bununla birlikte, başlangıçta bir bütün olarak farklı edebî topluluk ve derneklerde temsil edilen yeni ve orta kuşak yazar ve şairler, kendilerini daha sonra XXI. yüzyılda bu temelde ortaya çıkan edebî eğilimlerde ve akımlarda buldular. Böylece, eski tek yöntemli sosyalist gerçekçi edebiyatın yerine, bağımsızlık yıllarında çok yöntemli Azerbaycan edebiyatı ortaya çıkmaya ve gelişmeye başladı. Artık bağımsızlık döneminin demokratik edebî ortamından doğan postmodernizm, neorealizm, büyülü gerçekçilik (magik realizm), dekadentizm büyük edebiyat meydanındaydılar. Yirminci yüzyılın altmışlı yıllarından bu yana yeni bir nitelikte ortaya çıkan eleştirel gerçekçilik, yetmiş seksenli yıllarda modernizmə, bağımsızlık döneminde ise daha da geliştirilerek yeni neorelizme (yapısal gerçekcilik) dönüşmüştür.
Yirminci yüzyılın altmışlı yıllarından itibaren, geçen yüzyılın başlarında yeni bir edebî nesil ortaya çıkarak, büyük edebiyat şaheserleri yaratan Celil Memmedkuluzâde`nin ismiyle ilişkilendirilen gelenekleri modern koşullara uygun olarak yeniden yaratıcılıkla “restore” etmiştir. Azerbaycan “altmışıncılar”ı Celil Memmedkuluzâde`ye ve yirminci yüzyılın başlarında Azerbaycan eleştirel gerçekçiliğine, “Molla Nasreddin”ci geleneklere yaratıcı bir şekilde dönüş yaparak, büyük yazarın eserlerindeki hayat gerçeklerine sadakat yemini ve “küçük insan” yaratma imajı geleneğini yeniden canlandırmış ve edebiyatın vatandaşlık konumunu güçlendirmiştir.
Bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatında Celil Memmedkuluzâde`ye yeniden dönüş sürecinde kendisinden önceki dönemin edebiyatında daha çok büyük demokrat yazarın ismiyle bağlı olan hayatilik ve gerçekliğin bedii ifadesi, İstiklâlcılık, vatandaşlık, Cumhuriyetçilik, Azerbaycancılk ideolojileri edebiyatın ön saflarına getirilmiştir.
Böylece, yirminci yüzyılın başlarındaki “küçük insanlar”ın yeni zamandaki devamcıları olan Memmednesirler ve Baladadaşlar, bağımsızlık yıllarında da faaliyetlerine başarıyla devam eden “altmışlar” kuşağının eserlerinde yeniden ortaya çıkmıştır. İnsan ideolojik statüsü ile değil, gerçek sıradan yaşamı ve derin maneviyatıyla edebiyatta abartılarak canlandırılmıştır. Yirminci yüzyılın 90’lı yıllarının başlarından başlayan yeni aşamada, edebiyatta toplumun tanıtımı, terennümü değil, gerçek tezahürü, eleştirel algısı yansıtılmıştır. Devlet bağımsızlığı koşullarında, Azerbaycan yazarları millî fikirlerini, millî-manevi değerleri, Azerbaycancılık ideallerini onur ve ilhamla övmüşler. Özellikle, bağımsız devletciliğin korunması ve güçlendirilmesi fikri, derin sorumluluk duygusu ile daha açık bir şekilde edebiyata yansımıştır. Azerbaycan bayrağı ilk kez Azerbaycan şiirinde devletcilik sembolü olarak tanımlanmıştır.
Bağımsızlık dönemi edebiyatı, geleneksel gerçekçilik ve romantizm akımları ile birlikte dünya edebî-toplumsal fikrinde gelişen süreçlerle ilgili olarak bu tarihî aşamayı, kendisinin meydana çıkardığı yeni edebî akımları da dikte etti: sürrealizm, postmodernizm, dekadentizm ve sihirli realizm. Edebî akımların ve sanatsal yöntemlerin kavşağında da ilginç sanatsal eserler meydana çıkmaktadır. Şimdilik aşağıdaki akımların Azerbaycan’da yeni birer edebî akıma dönüşmekte olduğu görülmektedir.
1. Eleştirel Realizmden-Modernizme ve Neorealizme (Yapısal Gerçekçiliğe)
Yeni tarihsel çağın eleştirel realizmi, yirminci yüzyılın altmışlı-yetmişli yıllarında Sovyet dönemindeki modernizm şeklinde kendini gösteren eleştirel realizm edebiyatı ile tam olarak aynı değildir. Azerbaycan edebiyatının yeni dönem eleştirel gerçekçiliğinin temsilcileri olan klasik “altmışıncılar”, gerçekçi edebiyat yolundan dönmeden ve onu daha derinden sürdürmeğin yanısıra, aynı zamanda Azerbaycancılık ve Cumhuriyetçilik tutumlarını göstermişler.
Bilindiği