Orhan Söylemez

Türk Dünyasında Milli Ruh ve Edebiyata Yansıması


Скачать книгу

Mehraliyev, Yunus Oğuz, Eyvaz Zeynalov, Elçin Huseynbeyli, Hanemir, Şerif Ağayar, Sefer Alışarlı, Azad Karadereli ve diğer yazarların roman ve hikâyeleri kapsamlı şekilde tarif edilmiş, hem Azerbaycan halkını bu belaya musallat edenler, hem de genel olarak tüm savaşlar lanetlenmiştir.

      “Bağımsızlık Dönemi Azerbaycan Edebiyatı” adlı kitapta 1990’lar edebiyatına tamamen ayrı bir bölüm de ayrılmış, bu dönemin konuları, “geçiş” karakterli belirtileri, yenilikleri analiz edilerek yorumlanmış, edebî ortam ve süreç dikkatle izlenmiştir. Ayrıca bu edebiyatın seciyyesi ayrı edebî türler açısından gözden geçirilmiş ve değerlendirilmiştir. Bu aynı zamanda yeni dönemde edebî türlerin ve tarzların özelliklerine, sanatsal gerçekliğin takdim edilmesinin genel ve farklı özelliklerine dikkat edilmesini sağlayacaktır. Genel olarak 1990’larda hem şiir, hem nesir, hem de tiyatroda daha çok zamanın çelişkilerine, toplumsal ve sosyal hayattaki sıkıntılara, insanın acılarına dikkat çekilmiştir.

      Bunun yanı sıra, nesirde tarihî konulara, baskı hakikatlerine ve genel olarak Sovyet döneminde yasaklanan tarihin “beyaz noktaları”na geniş yer verilmiştir. İsa Muğanna, İsmail Şıhlı, Anar, Elçin, Ferman Kerimzade, Azize Caferzade, Vidadi Babanlı, Kılman İlkin, Hüseyin Abbaszade, Manaf Süleymanov, Hüseyin İbrahimov, Nabi Hazri, Fikret Goca, Kumral Sadigzade, Aleviye Babayeva, Mustafa Çemenli, Memmed Oruç, Sadık Elcanlı, Davud Nesip, Cengiz Elekberzade, Menzer Niyarlı ve başka yazarların eserlerinde millî tarihin gerçekleri modern bakış açısıyla, bir aynadan yansıyan görüntü gibi açıkça tarif edilmiştir. Bu noktada, anı tarzının imkân verdiği olgu hakikatlerine özel önem verilmektedir. Tarihî konuda yazılmış edebî eserler Azerbaycan halkının bağımsızlık yolunun hiç de kolay ve rahat bir süreç olmadığını, büyük bir direnişle karşı karşıya kaldığını göstermektedir.

      1990’ların şiirleri toplumda daha fazla yozlaşma, ahlakî aşınma ve itiraz ruhunu ortaya çıkarmıştır. 1960-1980 arasındaki süreçte şiirin göze çarpan modernist yönü, bu dönemde gelişme için elverişli koşullar yaratmıştır. B.Vahabzade, M.Araz, Gabil, N.Hasanzade, S.Rustamhanli, Hidayet, V.Behmenli, V.Mammadov vb. şairlerin sosyal-manevî çatışmaları sanatsal süzgeçten geçirerek ortaya koyan şiirleri ile birlikte Vakıf Samedoğlu’nun, Ramiz Ruşen`in, Vakıf Bayatlı Oder’in, Adil Mirseyid’in, Rüstem Behrudi’nin, Reşad Mecid`in, Salam Sarvan’ın modern tarzı ve felsefî içerik ile öne çıkan şiiri de “geçiş dönemi”nin dağınık olan tutumlarını hissetmeye, değerlendirmeye” imkân vermektedir.

      Başka bir yön de gençlerin şiirsel etkinliğinde ortaya çıkan öncü şiir eğilimleridir ki, bu da literatürde kendisini çeşitli edebî grup ve akımlar şeklinde (“Baca”, “Beyaz yol”, “2+”, “Deniz”, “Vanguard”, “Ego” vs.) gösterir. Kitapta bağımsızlık şiirinin bileşik yolunu yansıtacak şiirsel manzaraya çeşitli açılardan ışık tutan birkaç deneme verilmiştir. Ayrıca “Güney Konusu” ulusal şiiri düşündüren kalıcı sorunlardan biri olarak ele alınmış, aslen Güneyden olan şairlerin, – Balaş Azeroğlu’nun, Ali Tude’nin, Höküme Bülluri ve Söhrab Tahir’in – eserlerinin örneğinde bu mesele açıklanmaya çalışılmıştır.

      1990’ların draması yeni döneme özgü yeni tiyatro estetiği arayışları ile karakterize olmuştur. Azerbaycan sahnesinde, İlyas Efendiyev, Bahtiyar Vahabzade ve Nariman Hasanzade’nin eserleriyle birlikte, geleneksel, ulusal-tarihsel ve sosyo-ahlakî sorunlar ele alınırken, Elçin’in absürt oyunları, Vakıf Samedoğlu, Kemal Abdulla, Sabir Emirli, Firuz Mustafa ve diğerlerinin yenilikçi karakteri ile farklı bir drama anlayışı yer almıştır.

      Genel olarak, “geçiş dönemi”nin edebiyatı, bağımsızlık yıllarının getirdiği yeni estetik eğilimlerin polemikleri ve diyaloğu üzerinde devam etmiştir. Bu aşama uzun sürmemiş, fakat bağımsızlık edebiyatının oluşumunda önemli rol oynamıştır. Bu süreç kitapta geniş ve kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır .

***

      21. yüzyıldan itibaren Azerbaycan’ın edebiyatı, tam bağımsızlık koşullarının yarattığı raylar üzerinde giderek gelişmiş ve bağımsız bir ülkenin bağımsız edebiyatı olarak ideolojik ve sanatsal özellikleriyle kendini kanıtlamıştır. Fikrî esası Azerbaycan ve çok kültürlülük değerlerine dayalı, sanatsal niteliklerini klasik Azerbaycan ve modern dünya edebiyatı temelinde sentezleyen bu edebiyat, her şeyden önce çağdaş Azerbaycan’ın imajını oluşturabilmiş, dünyaya tanıtmıştır. Üstelik, şu anda modern dünya edebî sürecinin bağlamında gelişen Azerbaycan edebiyatı millî-manevî değerlere ağırlık vermekle beraber, uluslararası ölçekte yaşanan gelişmelere entegre olarak dünya edebiyatının bir parçası hâline gelmiştir.

      Bağımsızlık döneminin yarattığı bu edebiyat, kitabın “Azerbaycan Edebiyatı Çağdaş Aşamada” olarak isimlendirilen ikinci bölümünde kapsamlı, ayrıntılı, hem sanatsal yön ve akımlar üzere, hem de ayrı-ayrı tarzlar manzarası ve başarıları esas alınarak yorumlanmış ve incelenmiştir.

      Büyük devlet adamı Haydar Aliyev Azerbaycan Yazarlarının X. Kurultayı’n-da şöyle demiştir:

      Biliyorsunuz, bugün genellikle bağımsızlıktan söz ederken, edebiyatımızın, halkımız için ne kadar zengin bir servet olduğunu belirtmek gerekir. Bizim edebiyatımız, kültürümüz, halkımızın millî servetidir ve entelektüel mülkiyetidir.19

      Yeni yüzyılda da bu entelektüel zenginliği öncelikle halkımızın XX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan büyük simaları olan Bahtiyar Vahabzade, Memmed Araz, İsa Muğanna, İsmayıl Şıhlı, Anar, Elçin, Neriman Hasanzade, Fikret Goca, Vakıf Samedoğlu, Sabir Rüstemhanlı, Zelimhan Yakup, Kemal Abdulla ve başkaları tanıtmışlardır. Azerbaycan edebiyatı kendi gelişiminde dünya edebiyatının sanatsal Arsenal’ına giren modern ve postmodern tecrübeden yaratıcı şekilde başarıyla yararlanmış, tüm edebî türler ve tarzlar – şiir, düz yazı, drama, roman, anlatı ve hikâye örnekleri ortaya koymuştur.

      “Geçiş dönemi”nde tarz ilişkileri açısından gözlenen belirli tek tiplik ve atalet mekanizması bağımsızlık eğilimlerinin gelişmesi ile ortadan kalkmış, Çağdaş Azerbaycan edebiyatında hemen hemen tüm edebî türlerde tarz hafızasının uyanması olgusu kaydedilmiştir. Bu durum, kendisini özellikle nesirde daha fazla göstermiştir. Türler arasında böyle bir karşılaştırma yapmak mümkündür. XXI. yüzyılın başlangıcında edebî süreçte roman tarzının pozisyonu zayıf görünüyor ve bu edebî tür, yaşlı yazarların yazdığı az sayıda romanlarla temsil olunuyordu. 2010’dan beri edebiyat eleştirisi, Azerbaycan edebiyatında yeni bir patlama olarak dile getirilmiş ve bu durum edebiyatçı gençlik de dâhil olmak üzere tüm yazarların yaratıcılığında da gözlenmiştir.

      Belirtilen kitabın ayrı bir bölümünde, Çağdaş Azerbaycan romanlarının eleştirisine geniş yer verilmiş, nesirde roman tarzının “savaş romanları”, “gerçekçi-psikolojik roman”, “geleneksel-mecaz roman”, “modernist-varoluşçu roman”, “tarihî roman”, “sanat-belgesel roman”, “postmodern roman” gibi tarzları tasnif edilmiş, çok sayıda örnekleri analiz edilmiş ve özetlemeler yapılmıştır. Aynı zamanda, edebî gençliğin “roman arayışları” da ayrıca gözden geçirilerek bilimsel açıdan değerlendirilmiştir.

      Çağdaş Azerbaycan edebiyatında anlatı ve hikâye tarzları da geliştirilmektedir. Bu tarzların başlıca özelliği millî hayatın manzara ve konularını yaygın olarak edebiyata yansıtmak ve bunu çağdaş insanî değerler açısından yorumlamaktır.

      Bağımsızlık dönemi nesrinden bahsederken önemli bir eğilim de burada belirtilmelidir. Günümüzde türler arasında sınırların hareketli/geçişken