Orhan Söylemez

Türk Dünyasında Tarihi Roman ve Milli Kimlik


Скачать книгу

huzursuz olur. Onu yakalatıp zindana attırır. Bunu fırsat bilenler durumu Sultan’a haber verirler. Sultan bu duruma öfkelense de Siyasetname adlı bir eser hazırlatmayı düşündüğü veziri bağışlar: “Vezir, Selçuk Sultalarının bildikleri, sultanlık, senin öğütlerin hiçbir zaman kaybolmamalıdır. Onları kâğıda geçirip derleyebilsen…” Kullar arasında anlaşmazlığın sorun çıkaracağını anlayan Sultan Melikşah sürgünde yatan Vezir Kundurî’nin ölüm emrini verir. Devlet siyasetinin kitabını hazırlamanın önemi büyüktür:

      Devletin büyük ve güçlü olması her zaman köke dayanıyormuş. Kökten güç alması gerekiyormuş. Önceki gelip geçen sultanların, hükümdarların köşk düsturunu bilmese yeniden güçlü devlet olanamayacağını biliyordu. İlk önce sarayın içindeki görevlilerin, dışarıdaki emirlerin ne yapmaları gerektiği, nasıl çalışmaları gerektiği, kesin hükümlere bağlanmalıydı. (s. 582)

      İkinci vezir Tacülmülk, Nizamülmülk’ün hazırladığı kitapta Sultan sülalesine yer vermediğini Sultan Melikşah’ın eşi Terken Hatun vasıtasıyla Sultan’a duyurur. Nizamülmülk ile konuşan Sultan, onun geyik derisine yazılı, Oğuz Han’ın kitabını bilmediğini anlar. Ondan devleti kuran Türkmenlerden söz açmasını ister. Sultan Melikşah’ın dört oğlu vardır: Berkyarık, Tapar, Sancar ve Mahmud.

      Terken Hatun’un beş yaşındaki oğlu Mahmud yakınında olduğu için, Sultan Melikşah’tan sonra tahta geçirilir. Bu işe sebep olan, kendi vezirliğini sürekli hâle getirmek isteyen Tacülmülk’tür. O, oğlunun tahta geçmesini sağlaması için Terken Hatun’un ihtiraslarını harekete geçirmiştir. Nizamülmülk’e danışan Sultan Melikşah, onun tavsiyesi ile düstura uygun gitmeye karar verse de Terken Hatun’un bunu duymasından sonra Nizamülmülk’ün işi çok çabuk bitirilir. Sultan Melikşah’ın ise cesedi gizlenir, ölüp ölmediği bilinemez. “Nasıl öldüğü veya nasıl öldürüldüğü kesinleşmeden kalır.”

      Mahmud’un, Sultan Melikşah’ın yerine geçtiği Bağdat Halifesi’ne duyurulur. Onun tüm “İslam dünyasının padişahı olduğunu, tanınmasını” isterler. Sultanlık hakkı olan Berkyarı, kardeşinin üzerine Rey’e ordu gönderir. Terken Hatun, oğlu Mahmud’u alıp İsfahan’a doğru gider:

      Terken Hatun, olayları önceden seziyormuş gibi, kocası Melikşah Sultan zamanında, orduyla arasında bir muhabbet sağlamıştı. Çünkü sarayda Melikşah’ın tüm işini yürütüp, hazineyi koruyup, onun dağıtımını yapan kendisiydi. Orduyla arasını her zaman sağlam tutup, komutanlarının istediklerini onlara hazineden veriyordu. (s. 597)

      Ancak Bağdat Halifesi Muktedir vefat edip, yerine geçen Mustazhir Billâh, Berkyarık’ı Sultan olarak ilan edince Tacülmülk’ün ordusu dağılır. “Yiğitler, yeni Sultan’a boyun eğip, onun tarafına” geçerler. “İlk önce Tacülmülk’ün kulağını, burnunu kestiler. Onunla da öçlerini alamadılar. Alay ederek tüm ordunun içinde dolaştırdılar. Sonradansa parçalayarak öldürdüler.” (s. 599) Mahmud’un ise gözlerine mil çektirilir. Onunla en çok oynayan Sancar’ın gözyaşı Mahmud’un ölümüyle hiç dinmez. Sultan Sancar, Oğuzlara karşı önyargılı davranmaz, korumalarını onlardan seçer. Oğuzlar ile arası oldukça iyidir, ancak bunu kıskananlar ve Emir Kumaç gibi onların arasını bozmak isteyenler de vardır.

      Sultan’ın tavrından emin olan Oğuzların içleri rahattır. Ancak saray aşçısı onlardan Sultan adına fazla miktarda hayvan ister. Oğuzları bu duruma bir süre için sabrederlerse de sonunda aşçıyı öldürürler. Bu duruma en çok Emir Kumaç sevinir. Ayrıca Emir Kumaç’ın oğlu bir Yörük’ü rahatsız eder. Yörük yiğit, tüm çabalarına rağmen laf anlamakta direnen bu zâtı öldürmek zorunda kalmıştır. Emir Kumaç bu olaylarla Sultan Sancar’ı Oğuzlara karşı kışkırtır. Sultan’ın üzerlerine ordu ile geleceğini duyan Bahtiyar Han, aracı olması için Emir Kumaç’a başvurursa da Emir onun tövellasını kabul etmez. Emir Kumaç, Sultan Sancar’ı Oğuzlara karşı sürekli kışkırtır. Keçkülah olayını hatırlatarak külahlarını eğri giyen Oğuzları tehlike olarak gösterir.

      Oğuzlar, Sultan’ın sözünü dinleyeceği tek kişi olan Ahmet Yesevî’ye başvurmayı düşünürler. Sultan Sancar, Oğuzlara saldırır. Bu savaşta Türkmenlerle Türkmenler kapışırlar. Bahtiyar Han, Sultan Sancar’ı esir alır, yanında bulunan kişileri ise öldürür. Çünkü onlar Sultan’ı yanlış yönlendiren, yağcı insanlardır ve cezalandırılmaları hükümdarın gücünü arttıracaktır. Sultan Sancar’ı demir kafese koyarlar. “Onu kafese koyan ‘çok ileriye gittin, bizi üzdün’ diye esir alan kendi Oğuzlarıydı.” (s. 268)

      Selçuklular, Nişabur’da toplanıp alabilecekleri tedbiri düşünürler. Sultanları hayatta olduğu için yeni bir hükümdar getirmeleri zordur. Sultan Sancar’ın ağabeyi Mehmet Topar’ın oğlu Süleyman Şah’ı tahta geçirirler. Onun amacı, amcasını Oğuzların elinden kurtarmaktır. Sancar’ın tövellası için Yusuf Hemedanî’nin talebesi olan Ahmet Yesevî’ye başvururlar, ancak Oğuzlar bu tövellayı kabul etmezler. Sancar’ın hatasını anlaması gerektiğine inanırlar. Sultan Sancar da yavaş yavaş kendisinin esir alınmasında Emir Kumaç’ın suçlu olduğuna inanmaya başlar. “Asıl onu etkileyen yayla yaşantısıydı. Oğuzların basit kaderleriydi.” (s. 629) Lakin Sultan’ı kurtaran Emir Kumaç’ın torunu Müeyyed Ayaba olur. Sultan’ın yanına Tuti Han ve Korkut Han’dan başka kimse giremez:

      Fakat Oğuzların arasına hazine hastalığı yayıldı… Korkut Han ve Tuti Han olmadığı zamanlarda, Sultan’a bekçilik yapan beylerin, zayıf noktalarını bulup, onlarla anlaşmak için Emir Ayaba’nın adamları çok gelip gitmişlerdi. Sonunda onlara eğer Sultan’a az süre de olsa, ava çıkmak için müsaade etseler dünyanın hazinesini vereceklerine inandırdılar. (s. 629)

      Kandırmayı, aldatmayı bilmeyen Oğuzlar, Sultan’ı Emir’in adamlarının eline verirler. Emir Ayaba, Sultan’ı kaçırır. Sultan’ın döneceği vakit Oğuz beyleri kandırıldıklarını anlarlar. Sultan Sancar ise devletinin de kendisi gibi göçtüğünü fark eder. Devlet güçsüz düşmüştür:

      Oğuzların elinden kurtulduğunda yapacaklarını biliyordu. Cihana bir ucundan yeniden sahip çıktı. Kısacık kalan ömründe, hepsini kanadının altında toplamaya hazırdı. Artık nereden başlayacağını biliyordu. Oğuzların sadeliğini, saflığını, yüreğinin temizliğini, bahadırlıklarını öğrendi. İsterse onların yularını çekebilirdi. (s. 630)

      Sultan’ı kurtarmak için tahta geçmiş olan Süleyman Şah asla huzur bulmaz, hükümdarlığı da uzun sürmez ve devlet dağılmaya başlar. Harezm şahı Atsız, Sultan Sancar’a mektup yollayarak “gözün aydın” der ve bağlılığını belirtir. Sultan Sancar’ı esaretten kurtarmak için bütün gücüyle uğraşmayan Selçuk hükümdarlığı bereketini, gücünü yitirmeye başlar.

      Eserde bir devletin ayakta durmasını sağlayan unsurlar olarak şunlar görülür:

      1. Atalarına ve onlardan kalan mirasa saygı,

      2. Devlet yönetme bilgisine sahip olma,

      3. Kardeşler arasına taht mücadelesinin girmemesi gerektiği,

      4. Saray içindeki gulamların vs. hizmet edenlerin arasındaki çatışma ve başkaldırılarda haklının yanında yer alabilme,

      5. Kadınların saraydaki durumu.

      Bir devletin tarihini çarpıcı olarak ortaya koyan eser, “devlet yönetme”nin inceliklerine de dikkat çeker. Yanlış atılan bir adımın yaratabileceği sonuçlar çok büyük olabilmektedir. Ayrıca Duruncan ve Terken Hatun gibi kadınların da saray içinde oldukça etkili oldukları görülür. Duruncan oldukça aktiftir,