beyan ederek halkı aydınlatmak, din görevlilerinin yetişmesine katkı sağlamak amacıyla; kitap ve yayınlar yoluyla çeşitli eğitim faaliyetleriyle din adamlarının aydınlatılması ve nitelikli din adamı yetiştirmek, savaşlar ve göçler neticesinde harap durumda olan ve amaçları dışında kullanılmakta olan cami, mescit, medrese gibi mekânların korunması, dinî alandaki yayın faaliyetlerini kontrol etmek.72
Dâru’l-Hikmeti’l-İslâmiyenin, Safvet Yetkin’in atanmasından üç ay sonra faaliyetlerine son vermesi üzerine, Yetkin Urfa’ya dönerek burada ikamet etmeye devam etmiştir. II. Dönem TBMM, Temmuz 1923 seçimlerinde Urfa Mebusu olarak seçileceği döneme kadar Urfa’da Halvetî Dergâhı postnişinliği görevini sürdürmüştür.73 Kendisi bu dönemde yaptığı faaliyetleri: “Urfa’da Halvetî Dergâhı’nda dinî ve millî görevler yerine getirmekle meşgul idim.” şeklinde ifade etmiştir.74
Safvet Yetkin, Temmuz 1923’te TBMM Urfa Milletvekili seçilmiştir. Kendisi, TBMM’deki milletvekilliği boyunca 17 konuda önerge vermiş ve söz konusu önergeler ile ilgili genel kurulda konuşma yapmıştır. TBMM’de, Urfa’yı ilgilendiren konulardaki keskin reflekslerini sürdüren Yetkin, Urfa’da Ticaret Vekaleti tarafından bir demirhane tesisi ve Fırat Nehri’nden Urfa için sulama amacıyla faydalanılması hususları başta olmak üzere, Urfa ile ilgili pek çok konuda takrir vermiştir. Bunların yanı sıra; Genel Af Kanunu, Yol Bedeli Kanunu, kaldırım ve lağım masrafları, talimatnameler ve nizamnameler, Kur’an-ı Kerim’in Türkçeye çevrilmesi ve hutbelerin Türkçe okutulması, Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu, Belediye Kanunu, eğlence yerlerinden tayyare aidatı alınması ve Hilafetin Kaldırılması Kanunu gibi pek çok mühim konuda önemli sözler söylemiş ve takrirler vermiştir.75 Bunlardan en önemlisi olarak kabul edilen Hilafetin Kaldırılması Kanunu’nun meclisteki tartışmasında söz alarak yaptığı uzun konuşmada özetle “Bugüne kadar halifeliğin ne olduğu konusunda inceleme yapılmadığını, bu açıdan da ortak bir yargının oluşmadığını belirtmiş, halifeliğin şu ana dek hükümdarlığı elinde bulunduranlarca kullanıldığını ve hükûmet etmek anlamını karşılayan bu makam, aklen ve mantıken Büyük Millet Meclisinin şahs-ı maneviyesinde tamamıyla tecelli etmiştir.” ifadelerini kullanmıştır.76
Safvet Yetkin, TBMM’de görev yaptığı süreçte; Umur-i Diyaniyye, İrşad, Şer’iyye ve Evkaf; Nizamname-i Dâhilî; Umur-i Tasarrufiyye; Diyanet ve Evkaf ve Memurin Encümen-i Mahsusu heyetlerinde çeşitli görevler almıştır.77 Ayrıca, Nizamname-i Dâhilî Heyetinin başkanlığını ve Evkaf Heyetinin sözcülüğünü yapan Yetkin, ismi geçen kurumlardaki faaliyetleri esnasında, pek çok nizamname ve talimatnamelerin yayınlanmasına vesile olmuştur.78 Bunun yanı sıra, TBMM’deki vekillik görevi esnasında 1924 senesinde, Tasavvufun Zaferleri isimli 160 sayfalık eseri basılmış ve 1925 senesinde, İzmirli İsmail Hakkı’ya son bir cevap vermek amacıyla kaleme aldığı “Tasavvuf Daima Muzafferdir” isimli makalesi yayımlanmıştır.
Safvet Yetkin’in Hilafetin Kaldırılması Kanunu’na öncülük etmesi ve mecliste tartışılan dinî konularda dönemin şartlarına göre laik sayılabilecek refleksler göstermesi sebepleriyle, tarikat mensubu bazı şairler tarafından hicvedilmiştir. Bu hicivler, zaman zaman küfürle suçlamaya kadar gitmiştir.79
III. Dönem TBMM seçimlerinde vekil olarak seçilemeyen Safvet Yetkin, ömrünün geri kalan zamanını ilmî araştırmalar yaparak geçirmiştir. Kendisinin 13 Temmuz 1931 tarihinde emekliye ayrıldığı şu belgeden anlaşılmaktadır:
1282’de doğması üzerine 13 Temmuz 1931 tarihinde 65 yaşını tamamlamış olan mülga Dâru’l-Hikmeti’l-İslâmiye azasından ve eski Urfa Mebusu Safvet Kemaleddin Bey’in anılan tarihten itibaren emekliliğe sevki hususu başbakanlıkça uygun görülerek, düzenlenen tahsis evrakı ve resmî senedi takdim olunmuştur. İncelenerek uygun görüldüğü takdirde gereğinin yapılarak maaşını almadığı Temmuz ayından itibaren maaşının verilmesi ve emeklilik maaşı ise 14 Temmuz 1931 tarihinde gerçekleşmiştir. 80
Safvet Yetkin’in bu tarihten sonra ömrünün kalan son yirmi senesini, tercüme işleri ağırlıklı olmak üzere ilmî çalışmalar yaparak geçirdiğine en büyük kanıt ise; 1948 senesinde Fahrettin-i Irakî’nin Lema’at isimli kitabını Parıltılar ismiyle, 1949 senesinde Şehabeddin es-Sühreverdî’nin Heyakil’ün Nur isimli kitabını Nur Heykelleri ismiyle ve öldüğü sene olan 1950 senesinde İbn-i Atâullâh El-İskenderî’nin El Hikemü’l Ataiyye isimli eserini ise aynı isimle Türkçeye çevirmesidir. Yetkin’in ayrıca ölümünden sonra oğlu Suut Kemal Yetkin tarafından yayımlanan “Tasavvuf ve Istılahları”, “Kelamdan Tasavvufa” ve “Muhyiddin-i Arabî ve Tasavvuf” isimli çalışmaları bulunmaktadır.
27 Ekim 1950 tarihinde, Ankara’da oğlu Suut Kemal Yetkin’in evinde vefat etmiştir.81 Cenazesi Urfa’ya götürülmek istense de ailesinin isteği üzerine Ankara’da Cebeci Asrî Mezarlığı’na defnedilmiştir.82 Kendisinin vefatına ilişkin çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler bulunsa da şu belge vasıtasıyla net bir şekilde ölüm tarihi bilinmektedir:
İliniz ahalisinden Şeyhzade Abdülkadir oğlu 1282 doğumlu mülga Dâru’l-Hikmeti’l-İslâmiye azası, iliniz eski mebusu Mustafa Safvet Kemaleddin Yetkin 27.10.1950 tarihinde vefat etmiştir.
Dul ve yetimlere maaş tahsis edilmek üzere aile nüfus kaydı, kayıtlı bulundukları Beyoğlu Kazası’ndan getirilmiş ise de alınan kayıt suretinde Hafize’nin bulunamadığı görülmüştür. Merhumun karısı Hafize’nin lakapları Bed’î Zaman Şeyhi olup babası Salih anası Fatma’dır.
İlinizde doğup 19 Kasım 1932 tarihinde vefat ettiği biraderi Emin de iliniz eski nüfus memurlarından bulunduğu, merhumun yetimlerinden olduğu, Hafize’ye ait kayıtlar bulunmadıkça merhumun yetimlerine maaş tahsisi yönüne gidilemeyeceğinden adı geçene ait nüfus kaydının gönderilmesinin temini saygı ile rica olunur. 83
Dinî ilimler ve tasavvuf konularında, yaptığı görevlerden dolayı bir otorite olarak kabul edilen Yetkin, yaşadığı dönemdeki şeyhlerin ve tekkelerin kendisine yeterince iltifat etmemesine kırılmıştır. Safvet Yetkin bu durumu, şeyhlerin ve tekkelerin kendisini Cumhuriyet Dönemi’nde tekke ve zaviyelerin kapatılmasının müsebbibi olarak görmesine bağlamıştır.84
Safvet Yetkin’in Hafize Hanım ile olan evliliğinden Suut Kemal, Zehra, Kemalettin ve Sıdıka isimlerinde dört çocuğu vardır. Çocuklarından Suut Kemal Yetkin, Ordinaryüs Profesör Doktor unvanını kazanmış ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Sanat Tarihi dersleri vermiştir.85
II. BÖLÜM
SAFVET YETKİN’İN GÖREV ALDIĞI KURUMLAR VE BURALARDA YAPMIŞ OLDUĞU ÇALIŞMALAR
Safvet Yetkin’in görev yapmış olduğu kurumlar, kronolojik olarak şu şekildedir: Urfa İdadi Mektebinde Farsça ve Ahlak öğretmenliği, Urfa Bidayet Mahkemesi Azalığı, I., II. ve III. Dönem Osmanlı Mebusan Meclisi Mebusluğu, Meclis-i Meşâyih Başkanlığı, Tetkik-i Mesâhif-i Şerife ve