çıkarılmamış, sanat ustalığı çok derin olarak incelenmemiştir. Ancak tüm bu sorunlar çözüldüğünde büyük ozanın sanat mirası tam olarak gün ışığına çıkarılmış olur.
Jambıl, Jambıl olanda,
Şiir yeli dolanda
Kırgız, Kazak eline
Sedasını salanda
Dua etmiş Süyinbay
Şahit olmuş Güneş, Ay
Bana akıl verirken:
“Baturu anlat!” derken
Bu aklımda kalmıştı,
Bedenimde kuvvet var
Yirmi beş yaş alevi
Değse demiri kırar
Mürekkepsiz, kalemsiz,
Kâğıt, kitap, deftersiz
Fikir diyen dombıra,
Söz söyleyen dombıra,
Harfi bile Jambıl’ın
Dombırayla olunca
Söylenmişti bu destan.
Söze mecbur kalınca,
Halkta dilek kalmadı.
Dağdan düştü ala taş,
Gözlerimden akar yaş,
Zor zamanlar denk geldi,
Kaygılandı kız kardeş,
Darlık gününde her halk
Hep baturu hatırlar
Bilmez başka çare var
Ciğerini közleyip
Er oğlunu özleyip,
Hatırayla sızlayıp
Sözüm bir şiir kadar.
“Genç Jambıl”. B. Çekalin.
Meşhur Savıtbek’in kuzeni, yaşlı âşık Smayıl Kalipanov bana yazdığı bir mektupta:
“Almatı’da bilim öğrenen gençlik
Beni yar başında yaşlı bilirsin
Elimde ecdadın mirası mevcut
Toprağı kazmadan hemen bulursun
Moyınkum Korday, Şuv arasında hep
Boşa geçti ömrüm şaşar kalırsın
Sana her şeyleri teslim edeyim
Neyi beğenirsen onu alırsın”,
diye yazmıştır.
Jambıl öncelikle halk hikâyelerinden feyz almaktaydı. Halk sanatının berrak pınarında doğup, onun duru kollarında büyümüştü. Aşığın okulu, Süyinbay, Kaban, Şöje, Mayköt, Janak, Tübek, Maylıkoja, Kulınşak, Baktıbay, Kuvandık gibi tanınmış ustaların ve Kebekbay, Nogaybay, Sapak, Böltirik gibi keskin söz ustaları ve Kanadan, Bayserke gibi musiki ustalarının sanatları olmuştu.
Âşıklar atışmasıyla Jambıl ile yarışan Kulmambet, Sarbas, Şaşubay, Aykümis, Dosmağambet ve düğünlerde (eğlencelerde) karşılaştığı akranları Aset, Jüsipbek, Koja, Tilemis, Almeyin, Almen, Latipa, Balkıbek, Mırzabay, Özbek, Şarğın, Karabek, Joldıbay, Jantay, Kosay söz ustalarının öğrencileri Makış, Şukıtay, Apejek, Barmak, Kenen, Ümbetali, Ötep, Sayadil, Kustutin, Ömirzak, Kurma, Abdıgali, Jartıbay gibi hüner ustalarını da bu listeye ekleyebiliriz.
Hepsini birlikte ele aldığımızda M. Avezov sözlerinde haklı çıkmaktadır: ‘Jambıl’ın çevresine baktığımızda çok büyük bir topluluk, tam bir ozanlar (âşıklar) ordusunu görmekteyiz’.
Jambıl Kazakistan âşıkları arasında. 1938 yılı. Âşıklar Toplantısı Jambıl’ın yaratıcılık faaliyetlerinin 75. Yıldönümü (soldan sağa: Jambıl, Sultan Muratov, Amire Kiyrıkbayev, Jartıbay, Orınbay, Nurpeyis Bayğanin)
JAMBIL’IN ÜSTADLARI
Ozan Kaban (Kabiliysa) Asanulı
XVIII. asırda Ulu Cüz (Büyük Cüz Boyu) içinde Jalayır boyundan gelen olağanüstü meziyetlere saip bir insandı. Sert mizacı, dinç bahadırlığı, ateş gibi yakan, orak gibi keskin sözüyle hayatta iken ozan Kaban adını almıştır. Ona halk lideri Yeskeldi, Balpık beylerle birlikte “Evliya” lakabı da verilşmiştir. Çünkü dört bir yana dağılmış, göçebe Jalayır soyunun birleşmesinde ve büyük beylik oluşunda çok çaba sarf etmiş ve yaptıkları üç asırdan beri anlatıla gelen efsaneye dönüşmüş bir şahsiyettir.
Kenen Azirbayev’in Jambıl’a ithaf ettiği “Jambıl – Cır” adlı şiirinde şu satırlar yer almaktadır:
“Büyük boyda Süyinbay pek uludur
Süyinbay’ın dili şiir dilidir
Ozanlardan Süyinbay’ı anmayan
Töresizdir, yol bilmezdir, delidir
Kaban Ozan Süyinbay’ın üstadı
Baş eğerek cümle ozan “Pir!” dedi
Jalayır’dan Kaban idi dayısı,
Bana derdi Jambıl dedem bu adı.
Kaban Ozan şöhretliydi, ün dağı
Jambıl sözü fethetmişti sol, sağı
Tam yeğeni Sarbas Ozan söz etse
Bıyık burup çevirirdi kulağı
Mürtecil âşıkların hayran oldukları âşıkları taklit etmesi adettendir. Ozan Kaban hem Süyinbay’ın, hem de Sarbas’ın anne akrabasıdır. Süyinbay, Sarbas ve Kenen’in çalıp söylemeye başlamadan önce ellerini göğe kaldırması Kaban’dan miras kalmıştır. Kaban zamanının en büyük ozanlarındandır. Çok uzun epik şiirleri, yaşadığı zaman hakkındaki duygularını aylarca icra edebime kabiliyetine sahip olmuştur. Maalesef onun menkıbeleri günümüze kadar ulaşamamıştır. Kaban’ın ismi kendinden sonra gelen âşıkların dilinden hiç düşmemiştir. Süyinbay gençliğinde onun yanından yedi gün, 7 gece ayrılmayarak hayırduasını almıştır. Geleceği öngören bir âşık ve ozan olmasının yanı sıra Kaban, aynı zamanda bir bahadırdı. O dönemin Jetisu bölgesinin tanınmış bahadırları Ötegen, Rayımbek ve Karaş’ın silah arkadaşıydı. Rayımbek ve Ötegen akrandı, Karaş onlara nazaran daha gençti. Kaban ise aralarında en büyükleriydi.
“Ne kıymetli?
Doğup büyüdüğün yerin kıymetli,
Göbeği gömdüğün şarın kıymetli.
Üstüne titreyen anan kıymetli,
Çocuk şımarsa da inan kıymetli,
İyi dostun, güzel yârin kıymetli,
Hepsinden namusun, arın kıymetli”.
Ötegen
XVIII. asırda işgalci Congarlara karşı mücadele eden tanınmış bahadırlardan biridir. Ulu Cüz boyunun Dulat boyundandır. Onun dedesi Sırımbet 1635