Evliya Çelebi

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler


Скачать книгу

altı köşelidir.

      Bayram Paşa tamir sırasında zirâ-i mimari13 üzere hesap isteyip hepsi 87.000 zira olmak üzere hesap edilmiştir.

      Kostantin zamanında Kurşunlu Mahzen’deki tophanede 500 top hazır bulunurdu. Hâlâ demir kapılar bellidir. Saray Burnu ile Kız Kulesi’nde dahi yüzlerce top tabiye olunmuştu ki bu sayede deniz cihetinden kuş uçmak imkânsızdı.

      Galata’dan Yemiş İskelesi’ne üç kat zincir çekilip üzerine büyük bir köprü yapmışlardı. Onun içinden geçerlerdi. Gerektiğinde köprü çözülüp gemiler kolaylıkla geçerdi.

      Bir köprü de Balat ile Tersane Bahçesi arasına kurulmuştu. Bir köprü de Eyüp ile Sütlüce arasında idi.

      Yanko14 zamanında, Karadeniz Boğazı’nda Yuruz Kale eteğinde deniz üzerine üç kat demir zincirler çekilip düşman gemileri geçemezdi. O zincirin parçaları Tersane Mahzeni’nde durur. Ben gördüm. Bir halkasının kalınlığı insan beli kadardır.15

      Bu şekilde ve bu büyüklükte olan kalenin 27 kapısının araları kaç adımdır, onu beyan edelim:

      Yedikule Köşkü deniz kıyısındadır. Oradan Yedikule Kapısı’na kadar 1000 adım, Yedikule’den Silivri’ye 2010 adım, Yeni Kapı’ya 1000 adım, Top Kapısı’na 2900 adım, Edirne Kapısı’na 1000 adım, Eğri Kapı’ya 900 adımdır.

      Bu 6 kapı batıya ve Edirne cihetine bakar.

      Eyüp’e 1000 adım, Balat Kapısı’na 700 adım, Fanus16 Kapısı’na 900 adım, Petro Kapısı’na 600 adım, Yeni Kapı’ya 100 adım, Aya Kapısı’na 300 adım, Cibali Kapısı’na 400 adım, Unkapanı’na 400 adım, Ayazma Kapısı’na 400 adım, Hatab Kapısı’na 400 adım, Zindan Kapısı’na 300 adım, Balık Pazarı Kapısı’na 400 adım, Yeni Cami Kapısı’na 300 adım, Şehit Kapısı’na 300 adımdır.

      Eyüp’ten buraya kadar olan 14 kapı kuzeye açık ve deniz kıyısındadır.

      Saray-ı Hümayun’un dört tarafında olan has kapılar şunlardır: Kireççibaşı Kapısı, Yalı Kapısı, Top Kapısı, Uğrak Kapı, Balıkçılar Kapısı, İç Ahır Kapısı, Bayazıd Han Kapısı, oradan da padişah hazretlerinin Bab-ı Hümayun’udur ki güneye doğrudur.

      Servi Kapısı tebdile mahsustur.17 Sultan İbrahim Kapısı, Soğuk Çeşme dibindedir. Sokullu Mehmed Paşa Kapısı, Alay Köşkü dibindedir. Süleyman Han Kapısı, Makbul İbrahim Paşa için açıktı. Bostancılar ve müsahiblere mahsus demir kapı.

      İç Ahır Kapısı’ndan, Dışarı Ahır Kapısı’na kadar 200 adım, oradan Çatladı’ya 1300 adım, oradan Kum Kapı’ya 1200 adım, oradan Langa Kapısı’na 1400 adım, oradan Davud Paşa Kapısı’na 1600 adım, oradan Samatya Kapısı’na 800 adım, oradan Narlı Kapı’ya 1600 adım, oradan Yedikule’ye 2000 adım.

      Bu Yedikule, Vezir Kantur18 yapısıdır. Kapısı kuzeye dönüktür. İki kat demir büyük kapılardır. Bu kapılardan başka ta Ahır Kapı’ya varıncaya kadar hesap olunan kapıların yedisi de deniz kıyısında olmakla hepsi doğuya bakar. Bu tarafa lodos rüzgârı ziyade dokunduğundan Bayram Paşa’nın yaptırdığı sağlam yapıları harap etmekle bu saydığımız adımlar dört kaleden adımlanarak hesap olunmuştur ki İbrahim Han zamanındadır. 29.810 adım gelmiştir. Ama Bayram Paşa zamanında dışarıdan adımladığımızda tam 30.000 adım gelmişti.

      İstanbul Madenleri

      İstanbul’un güney tarafında Yedikule’den yarım merhalede “Kum Boğazı” adlı kale burnunda bir cins beyaz kum hasıl olur. Onun için Kum Boğazı derler.

      Öyle incedir ki göz fark edemez. İstanbul’un ve Firengistan’ın kum saatçileri ve kuyumcuları onu kullanırlar.

      Benim çocukluğumda, Şehit Sultan Osman zamanında (26 Şubat 1618-19 Mayıs 1622), Kurşunlu Mahzen ile Top Kapı arasında Dimaşkihane işhanesi vardı. Fatih Sultan Mehmed yaptırmıştı. Sultan Mehmed o madenden demir cevherini ayırtıp bu Dimaşkihane’de üstad kılıç yapıcılarına keskin kılıçlar yaptırırdı. Hatta benim gördüğüm üzere, Dördüncü Sultan Murad’ın Kılıççıbaşısı Davud Usta, o Dimaşkihanede çalışırdı. Kale dışında, deniz kıyısında büyük bir iş eviydi.

      Sonra, Sultan İbrahim’in tahta çıkışında (= 9 Şubat 1640), Kara Mustafa Paşa’yı şehit ettikleri yıl (31 Ocak 1644) devlet işlerine gevşeklik gelmekle Gümrük Emini Ali Ağa o Dimaşkihane’yi devletten alıp kat kat Yahudi evleri yaptı. Dimaşkihane’nin ve madeninin adı sanı yok oldu.

      Osmanlı Devleti’nin Ortaya Çıkışı

      Yeryüzünde ilk oturan insan Adem Safi’dir. Onun çocukları ve çocuklarının çocukları dağılıp yeryüzünü insanoğulları bürüdü. Fakat milletlerin sınıfları üzerinde müverrihler arasında büyük aykırılıklar olmuştur. Rum (Anadolu, Türkiye) ahalisi aslında İshak oğlu Ays’ın çocuklarındandır. Doğru bir söylenti ile Yafes’e varır.

      Yafes, Ays’ın atasıdır ki bütün Rum (= Anadolu) boyları ondan çıkarak Rum ülkesinde oturmuşlardır. Rum diyarına Türk padişahlarından ilk ayak basan Selçuklulardır. 476 yılında (21 Mayıs 1083-9 Mayıs 1084) Danişmendli beyleri ile birlik olarak Malatya, Kayseri, Aliye (bugünkü Alanya), Antakya, Karaman ve Konya’yı Anadolu’nun Yunan kayserleri elinden alıp müstakil padişah oldular.

      Osmanoğulları’nın nesilleri Maveraünnehir’dendir. 699 (= 1299) tarihinde Selçuklular sona erdi. Daha önce, Turan ülkesinde Mahan şehri beylerinden Süleymanşah ve Ertuğrul Bey, Rum ülkesine, Selçuklular’dan Sultan Alaaddin’e gelip onun beylerinden oldular. Çevrede nice fütuhat yapıp Sultan Alaaddin merhum olunca ülke ileri gelenlerinin düşünce ve tedbiriyle Ertuğrul müstakil bey oldu. Hutbe sahibi olup sikke sahibi olmadan Söğütçük adlı şehirde merhum oldu.19

      Oğlu Osman, “ola Osman” sözü tarihinde20 bağımsız olarak sikke ve hutbe sahibi padişah olup ilk önce hutbeyi Dursun Fakih adlı tanınmış imam, Osman Gazi adına okudu. Ondan sonra Osmancık21 Germiyan diyarını istila etti.

      Ondan sonra oğlu Orhan Gazi müstakil bey oldu. Bunun zamanında yetmiş yedi ulu evliya orada, Peygamber’in sancağı altında hazır olup himmetleriyle nice yerler fethettiler.

      Yine bunun padişahlığı zamanında yüce atalarımızdan Türk Hoca Ahmed Yesevî22 hazretleri, Horasan’da halifesi olan Hacı Bektaş-ı Ve li’yi 300 dervişiyle seccade sahibi edip23 tef, kudüm ve bayrak verdi ve nazar etti.24 Bunlar gelip Orhan Gazi ile buluştular. Bursa üstüne varıp fethettiler. Oradan da İstanbul fethine teşebbüs ettiler. 758 tarihinde (= 1357) Orhan Gazi oğlu Gazi Süleyman Bey 70 ulu evliyanın ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin izni, düşüncesi ve tedbiriyle Kara Mürsel, Kara Koca, Kara Yalya, Kara Bıga, Kara Sığla adlı kırk kara bahadırla birleşerek tulumdan sallar yaptılar. Kırk kişi sallarla denizi geçip Rum ülkesine ayak bastılar. Besmeleyle gülbang-ı Muhammedî çekip gemilerden atlarını çıkardılar. Dört yanı yağma edip cuma günü İpsala Kalesi’ni fethettiler. Cuma namazını orada kıldıkları için “ibtida sala”25 dan bozma olarak “İpsala” dediler.

      Oradan