Avelbek Koniratbayev

Kazak Folklorunun Tarihi


Скачать книгу

olduğunu söylemiştir. Destan kahramanlarının çoğunun Nogay ordusu dönemindeki tarihte yaşadıklarını belirtmiştir. Bu, Çokan’ın halkbilimciliğinde kullandığı tarih prensibidir.

      Folklor ürünlerinin bilişsel tanımı konusunda Çokan, bu eserleri araştırmanın bilimsel etnografik büyük bir önem taşıdığını vurgulamıştır. Bu düşüncesini Kırgız destanı üzerine söylediği fikirlerle daha da derinleştirerek: “Şüphesiz ki Aladağ Kırgızlarının şiirsel en başlıca ve tek denilebilecek halk eseri Manas Destanı’dır. Manas Destanı, aynı zamana taşınan ve bir insanın, yani Kahraman Manas’ın çevresinde toplanan Kırgız masallarının, hikâyelerinin ve efsanelerinin bir anseklopedisidir. Destanda Kırgızların yaşamı, gelenekleri, coğrafyası ve din anlayışları da yer almıştır.” (Velihanov, 1985: 247-248). Yazar, “Manas Destan’ın” esas kahramanlarını tarihte yaşayan halk kahramanları olarak değerlendirmiştir.

      Çokan, “Kazaklarda Şamanlık Kalıntıları” adlı etnografik çalışmasında, Kazakların gelenek-görenekleri ve folklorun en eski konularından biri olan inançları ayrıntılarıyla ele almıştır. Yazara göre Şamanizm, doğa ve insanı kutsamaya dayalıdır. Ruhlara tapma, nazar değme, alastav (Eşyadaki kötülükler, cinler, şeytanlar, pislikler giderilmiş kabul edilir. Hatta insanların ve evcil hayvanların üzerinde ateş tutularak “alas alas, bela kaza uzaklaş” manalarına gelen dualarla alas yaparlar), çeşitli hastalıklara iyi gelen sihirli sözlerin yardımıyla şifa arama, Kazakların çok eski zamanlarda ateşe, göğe tapmasından kalma kozmolojik anlayışları ile dört tülik hayvanla (Kazak Türkleri, deve, at, inek ve koyuna ‘tört tülik mal’ demiş ve çok değer vermişlerdir. Bu hayvanların her çeşidinin koruyucu sahibinin (pirinin) olduğuna inanmışlardır. Develerin hamisi olarak Oysılkara, atların hamisi olarak Kambar Ata ya da Jılkışı Ata, koyunların hamisi olarak Şopan Ata, ineklerin hamisi olarak da Zengi Baba, Kazak Türklerinin mitoloji anlayışında sağlam bir yer almıştır.) ilgili şiirler (yırlar) bazen materyalizm açısından, bazen de din açısından folklore konu olmuştur. Bunun gibi bilimsel önemi ve tanımı bakımından bu çalışma Kazak etnografyasının şaheseri sayılmaktadır. Çokan, halk kültürü tarihinin öğrenilmesi, anlaşılması için bu tür konuların tümünün araştırılması gerektiğini dile getirmiştir. Bunun yanı sıra folklore ürünlerinde bir halkın sadece yaşam tarzı değil; zihniyeti, acısı ile kaygısı, gelecekle ilgili hayallerinin de izlerinin görülebileceğini özellikle vurgulamak lazımdır. Çokan, Kazak folklorunun atasıdır.

      Ibıray Altınsarin (1841-1889)

      XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan büyük eğitimcidir. O, Kazak folkloru ve etnografyası ile ilgili kaynakları derleyip halk eğitiminde kullanmıştır. Ibıray’ın Rusça yayımlanan “Orınbor Bölgesi Kazaklarının Ölen Kişiyi Gömme ve Ona Yemek Verme Geleneği Üzerine Deneme”18, “Orınbor Bölgesi Kazaklarının Dünür Olma, Kız Çıkarma ve Düğün Yapma Geleneği Üzerine Deneme”19 adlı eserleri Kazak etnografyası üzerine yapılan kayda değer çalışmalardır. Yazarın bu eserleri, N. İ. İlminski, V.V. Katarinski, F. D. Sokolov, A. A. Mozohin, V. V. Grigoriyev gibi Rus Doğu bilimci araştırmacıların Kazak kültürü ile ilgili araştırmalarını takiben kaleme alınmıştır. Bu tür kültür ve ilim konusundaki ilişkiler Ibıray’ı kısa zamanda geliştirerek onu kültür duayeni ve büyük eğitimci yapmıştır.

      I. Altınsarin, Kazak folkloruyla yakından ilgilenmemiş; ancak halkın kültür miraslarını yüksek derecede değerlendirmiştir. Kendisine ait olan “Kazak Hrestomatyası”20 adlı ders kitabında çok sayıda Kazak folkloru örneklerine yer vermiştir. Marabay ozanın ağzından kaleme aldığı “Kobılandı Batır” destanı, olağanüstü (Kara Kılış, Altın Aydar), gerçekçi (Tazşa Bala, Kara Batır, Jiyrenşe Şeşen) masal örnekleri ve çok sayıda atasözleri bulunmaktadır. Bunların yanı sıra Orınbay ve Küderi ozanların şiirlerini de kitaba dâhil etmiştir.

      Kazak folklorundaki ulusal karakterleri benimseyen ve destekleyen I. Altın-sarin’in folklor materyallerini pedagojik amaçta kullanması kendi dönemi için büyük bir yenilik olmuştur.

      Abay Kunanbayev (1845-1904)

      XIX. yüzyılın ikinci yarısında yaşayan büyük düşünür ve eğitimcidir. Abay, edebiyatçı değil; daha çok şairliği ve büyük düşünürlüğüyle tanınmış olan şahsiyettir. Onun folklor ile ilgili çalışmaları bulunmamaktadır. Ancak Semey Coğrafya Derneği’ne üye olmuş; çok sayıda etnografik materyaller (giysiler, çeşitli araç, aygıtlar) toplamış ve Kazak gelenek-göreneğine ilişkin yasa çıkarmıştır.

      Abay şiirlerinin dili ve ölçüsü de halk geleneğine dayalıdır. Onun “jır” ve “kara öleñ (nesir)” ölçüsüyle yazılan çokça lirik şiirleri var. Şair şiirlerinde kimi zaman “şubırtpalı (a,a,a,a)” uyak türüne de başvurmuştur.

      Abay, “Öleñ – sözdiñ patşası” (Şiir, sözün padişahı) adlı toplumsal ilericiliği konu alan şiirinde dini ve biy-bolısları (ağalık-beylik sistemini) öven şairleri eleştirir. Abay, şiirlerini halkı uyandırmak için yazmıştır. Şair, folklor eserlerinin dilinin halk diline yakın olduğunu belirtmiştir.

      Abay, eserlerinde Doğu edebiyatı örneklerine de çok sayıda yer vermiştir. Örnek olarak şu eserleri söyleyebiliriz: “Eskendir”, “Masğut”, “Yüzi Ravşan, Közi Gavhar” (Yüzü gül, Gözü mücevher), “Fizuli”, “Şemsi”, “Seyhali”, “Elifbi”. Abay, şiirlerini bazen aytıs (atışma) şeklinde “şubırtpalı” kafiye kullanarak yazmıştır.

      Abay’ın eserlerine özgü özelliklerden biri ulusal kültürel mirasları benimsemesi ve bunlara şiirlerinde yer vermesidir. Kazak halkının paha biçilmez hazinesi olan atasözlerinin doğasını ayrıntılı şekilde inceleyerek onlara felsefi açıdan yaklaşım göstermesi ve atasözlerindeki çelişkileri ortaya koyması, Abay’ın dünya görüşünün halk psikolojisine yakın olduğunu göstermektedir. Bu özelliklerden hareketle Abay’ı da folklor ürünleri ve halk yaratıcılığıyla beslenen eğitimciler akımına dâhil edebiliriz.

      Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz: Kazak halkının içinden çıkan eğitimci akım mensupları, folkloru bir yaşam soyağacı kabul edip, onun tarihî kültürel, bilişsel ve sanatsal önemlerine çok değer vermişlerdir. Onlar folklorde ulusal demokratik içeriği ilericilik düşünceleriyle birleştirmişlerdir.

      RUS EDEBİYATINDA DOĞU FOLKLORUNUN İZLERİ

      XIX. yüzyılda Rus halkbilimciliğinde Doğu kültürünü araştıran Doğu bilimi (oryantalizm) akımı hızlı bir şekilde yayılma göstermiştir. Bu akım Orta Asya, Kazakistan, Altay, Sibirya bölgelerinde yaşayan göçebe Kazak, Kumuk, Kırgız, Özbek, Karakalpak, Azeri, Tatar, Başkurt, Türkmen, Uygur, Kalmak boylarının tarihi ile dilini, etnografyasını, arkeolojisini, folklorunu ve müzik sanatını araştırma konusunda çok büyük katkı sağlamıştır. Doğu bilimciler tarih (Levşin, Kraft), folklor (Radloff, Berezin, Potanin, Katanov, İvanov, Kastanye, Divayev), dil (Sablukov, İlminski, Meloranski) ve arkeoloji uzmanları eski Türk boylarının zengin folklor ürünleri üzerine çok yönlü araştırma yapmışlardır. Araştırmacılar bir asır boyunca çeşitli coğrafya ve etnografya kursları açarak bir sürü folklor eserlerini derleyip bastırmışlardır. “Transoksanya Tarihi” eserinin yazarı G. Vambery, Çin kültürü araştırmacısı N. Biçurin, Tibet bölgesine seyahate çıkan N. M. Prejevalski ve coğrafyacı Semenov, bu akımın önde gelen isimleriydi. Rus bilim adamlarının Doğu kültürü ve sanatını araştırma konusunda yaptığı hizmetler, adı