Avelbek Koniratbayev

Kazak Folklorunun Tarihi


Скачать книгу

uzak tutmuştur.

      Ekim Devrimi öncesinde Divayev’in elinde Özbek, Kazak, Karakalpak, Kırgız, Türkmen halklarına özgü çok sayıda folklor eserleri bulunmaktaydı. 1920- 1921 yıllarında Türkistan Cumhuriyeti adına Sırderya, Jetisu Bölgeleri ve Orta Asya topraklarına birçok defa folklor seferleri düzenlenmiştir. İsa Toktıbayev, Abubakir Divayev, Halel Dosmuhamedov, Kaljan Koñıratbayev gibi bilim adamlarının başkanlığındaki sefer ekibinde A. Jumağulov, R. Töleşov, İ. Jansügirov, A. Koñıratbayev ve bu satırların yazarı da vardı. Bu dönemde Divayev bir sürü materyal yayımlamıştır. Onun aracılığıyla Taşkent’te “Kobılandı”, “Alpamıs”, “Kambar”, “Er Targın”, “Närikulı Şora Batır”, “Kız Jibek” gibi Kazak halkının kahramanlık ve aşk destanları yayımlanmıştır.

      Potanin, Meliyoranski, Katarinski gibi birçok Rus Doğu bilimcilerin sayısız çalışmaları bir yana, Kazak halkbilimciliğinde Divayev’in bir sürü folklorik-etnografik materyalleri ve folklore yaptığı hizmetler bile henüz tamamıyla araştırılıp incelenmemiştir. 1961 yılında Kazak SSC Bilimler Akademisi’nin Edebiyat ve Sanat Enstitüsü, Divayev eserlerini “Kazak Halk Şiirleri” adıyla iki dilde yayımlamıştır. Fakat bu çalışmanın bilimselliği istenildiği gibi kapsamlı olmamıştı. Bugünlerde bu eser geliştirilerek tekrar basılmış bulunmaktadır (Kazaktıñ Halık… 1989).

      Divayev’in, Orta Asya halklarına, özellikle Kazak halk kültürüne çok emek vermiştir. O, 1856 yılında Orınbor’da Başkurt bir ailede doğmuş (6 Aralık) ve 5 Şubat 1933 tarihinde Taşkent’te vefat etmiştir. Mezarı Nogay mezarlığındadır.

      Divayev vefat ettikten sonra onun bilimsel çalışmaları Taşkent’teki A. S. Puşkin adındaki Merkez Bilim Kütüphanesi’ne bağışlanmıştır. Bilim adamının özel arşivinde kalan materyaller de az değildi. 1947 yılında Kazak SSC Bilimler Akademisi’nin özel görevlendirmesiyle Taşkent’e yaptığım iş gezisi sırasında ağabeyimizin evine gittim ve hanımı Halida’nın elinden 5000 satırlık folklor materyallerini alıp getirdim. Materyallerin hepsini Kazak SSC Bilimler Akademisi’nin El Yazmaları Vakfı’na teslim ettim. Onların arasında hâlâ gün ışığına çıkmayan nüshalar da bulunmaktadır. Gelecekte Kazak folklorunun Divayev tarafından derlenip yayımlanmamış olan örneklerine folklor ve edebiyat ders kitaplarında çokça yer vererek genç nesillere aktarmamız gerekmektedir.

      Ninni, ninni, bebeğim,

      Ak beşiğe yat, bebeğim.

      Ağlama, çocuğum, ağlama

      Kemik kırıp vereyim.

      Baykutan’ın kuyruğunu

      İpe takıp vereyim.

      şeklindeki sanatsal yönü yüksek olan folklor örneklerine Divayev’in materyallerinde çokça rastlanmaktadır.

      Divayev’in derlediği folklor materyallerinin bilimsel ve tarihî önemi hiçbir zaman eskimez ve değer kaybetmez. Onun folklor için yaptığı hizmetler de unutulmayacaktır. Çünkü bilim adamının etnografya için yaptığı hizmetler Orta Asya halklarının kültürüne yapılan büyük bir özveridir.

      SOVYET DÖNEMİNDEKİ FOLKLOR

      Folklor ve folklor biliminin amacı ile ilgili yararlı fikirler ortaya koyan devrimin önde gelen isimlerinden biri A. M. Gorki’dir. 1934’te gerçekleşen SSCB Yazarlar Birliği’nin I. Kongresi’nde sunduğu bildiride Gorki, folklorun doğasına değinmiş ve yaratıcısının baskıncı sınıf değil, işçiler sınıfı olduğunu; çünkü folklore ürünlerinin çalışma sürecinde ortaya çıkacağını, kahramanlarının da halkın arasından çıkacağını ve sömürenler ile ezilenlerin sürekli tartıştıklarını ayrıntılarıyla açıklamıştır. Ona göre folklorde aşırı dinci kesimler ve sömürenler çok eleştirilmektedir. Folklorde sadece sınıflararası mücadeleleri değil, yaşamı renklendirme isteklerini de görebiliriz. Yaşamı değiştirme, adalet arama masalların başlıca temasıdır. Bu bilgiler, folklor ürünleri örneklerinin halkın çıkarları doğrultusunda ortaya çıktığını göstermektedir.

      Folklor eserlerindeki kahramanlar ne kadar çile çekip şiddet görseler de sonunda yaşamın her tür zorluklarının üstesinden gelerek istek ve muratlarına ererler. Bununla ilgili olarak M. Gorki şunları söylemiştir: Folklor ürünlerini yaratanlar yaşamlarını çok ağır şartlar altında sürdürmüşler; sömüren sınıf onların çalışmalarını boşa çıkardılar, kendileri ise korumasız ve yetkisizdiler; bunlara karşın folklor için hiçbir zaman karamsar (kötümser) demediler. Kolektivin, kendisine karşı direnen bütün güçleri yeneceğine ve ebedî yaşayacağına inanmışlardır (Gorki, 1954: 179).

      Bu bağlamda M. Gorki, folklorun millî kimlikler doğrultusunda yapıldığını ve karakterlerinin etkileyici ve akılda kalıcı olduklarını dile getirmiştir. Yazarın bu görüşüne sadece akıllı Vasilisa, aptal İvanlar değil, Kazak folklorunda geçen Kozı, Bayan, Kobılandı, Tazşa Bala karakterleri kanıt olabilir. Folklordeki kötü karakterler de akıllarda kalıcılığıyla önemlidir. Ancak bu karakterlerde bireycilik, düşük ahlak ve düşük kişilikler daha ağır basmaktadır.

      M. Gorki’nin mitolojik karakter üzerine bildirdiği fikiler de çok önemlidir. O, bu konuda şunları söylemiştir: Mit, uydurulmuş bir şeydir. Uydurmak demek, gerçek yaşamın temel önemli unsurlarından karakter yapmak demektir. Gerçekçilik (realizm) bu şekilde ortaya konulmuştur. Eğer gerçek yaşamdan alınan düşünce hipotez mantığıyla geliştirilirse daha etkileyici ve güçlü bir karakter doğabilir. Böylece mitin temelinde romantizm olduğu anlaşılır. Bu yaşamın gerçekleri doğrultusundaki devrimci görüşlerin daha da artmasına neden olur ve sonucunda dünyayı değiştirecek yeni adımlar ortaya atılacaktır (Gorki, 1954: 186).

      Gorki burada “romantizm”, “devrimci görüş” demekle neleri anlatmak istemiştir? Halk çeşitli masal, efsane ve mit türlerini ortaya koymuş ve doğanın insanlığa karşı düşman güçleriyle savaşarak onların gizem ve büyülerini çözmeye çalışmışdır. Bu şekilde kendi hayal güçlerini, yaşam ve yaşantılarını zenginleştirerek büyüleyici gücün doğada değil, insanda olduğunu anlamışlardır. Yaşamlarını güzelleştirmek için Jeruyık, Jupar Korığı, Jideli Baysın gibi barış ve beraberlik içinde yaşanılan ütopik bir yaşamı aramışlardır. Bunların tümü, “bulanık” şekilde olsa bile hayal etme, düşünme, romantik düşüncelere kapılarak yaşamı değiştirme, güzelleştirme isteklerinin belirtileridir. Folklordeki karakterleri yorumlama ve iyilik çabaları gibi özelliklere sahiptirler. İnsanlar, yayayken Jelayak; devler karşısında güçsüz kaldığında Tavsoğar, susuz kaldığında ise Költavsar gibi karakterlere ihtiyaç duymuşlardır. Bunların tümü insanın hayal gücünden doğmuştur. Gorki, dinde “tanrıdan” başka romantizmin olmadığını ve estetik düşünce ve hayale izin verilmediğini vurgulayarak bu tür mitlere doğrudan dinî bir kavram denilmemesi gerektiğini belirtmiştir.

      Folklor ve sözlü edebiyat arasında çok eski zamanlardan beri ilişki vardır. İlki ölümsüz bir sanat olduğundan onun Prometheus, Tantal, Akhilleus (Aşil) gibi büyük karakterleri ve konuları zamanla ikincisine geçiş yapmıştır.

      Folklorun ulusal niteliği edebî (bediî) dildedir. Örneğin, Kazak destanının dili yazılı edebiyat ile kalıplaşmamıştır. Destan dili ile ölçüsü uzun zaman boyu Buhar, Dospambet, Mahambet, Balkı, Bazar gibi tolgay akınlarına (ozanlarına) hızlandırılmış okul olmuştur.

      Gorki, 1934 yılındaki kongrede yaptığı konuşmada Dağıstan halk şairi Süleymen Stalksi için “XX. yüzyılın Homerusu” ve bunun gibi deha sahiplerinin eğitilerek yeni kültür araştırma çalışmalarına kazandırılması gerektiğini dile getirmiştir. Gorki’nin bu sözlerinden