Darhan Kıdırali

Kod Adı Türkistan: Mustafa Çokay


Скачать книгу

onlar da Mustafa’nın büroya temsilci olarak girmesi için gerekli desteği verdiler. Bu konu hakkında çok geçmeden Kazak gazetesinin 1916 yılında çıkan 203. sayısında Büroya İkinci Kişinin Atanması başlıklı bir haber yayımlandı:

      “Halk Müslüman Grubuna bağlı büroya Kazak asıllı bir kişinin alınmasına karar vererek bunun Bökeyhanov olmasını istemişti. İkinci bir kişinin alınması meslesinin de paraya bağlı olduğu belirtilmişti. Artık iki kişinin yıllık masraflarını karşılayacak kadar para bulunmuşsa da halk ikinci kişinin kim olacağını tayin etmiş değildi. Tam bu sırada büro yetkililerinden bir haber geldi. Haberde Bökeyhanov’un yanı sıra hizmet için ikinci bir kişiye çok ihtiyaç olduğunu belirtiliyordu. Sebep olarak da büroda 25 Haziran Kararnamesine bağlı olarak Kazaklarla ilgili meselelerinin artması ve ayrıca Dumanın hızlı bir şekilde açılması gösterilmektedir. Büro çalışanları söz konusu ikinci kişinin hukuk öğrencisi Mustafa Çokayev olmasını uygun görmüşlerdir. Mustafa Çokayev, Müslüman Komitesi kurulduğu andan itibaren gönüllü hizmet etmektedir. Bürodakiler Mustafa’nın bu göreve her bakımdan uygun olduğunu bildikleri için bu karara varmışlardır. Onların uygun görüp göreve getirdiği kişiyi biz de uygun buluyor, büroya alınacak ikinci kişinin Mustafa Çokayev olmasından da son derece mutluluk duyuyoruz.”

      Çokay Biy’in yıldızı parlayan büyük oğlu böylece 1 Kasım günü Müslüman Komitesinin himayesinde açılan büroda çalışmalarına başladı lakin Devlet Dumasına bağlı bir büroda çalışmaya başlaması Petersburg’da birlikte okuduğu bazı arkadaşlarının tepkisini çekti. “Neden Mustafa? Bizim ne eksiğimiz var? Biz uygun değilsek bile Muhammedcan Tınışbayoğlu, Rayımcan Marsekoğlu gibi yurttaşlarımız vardı? Mustafa’nın ne emeği geçmiş bu işlere?” şeklinde olumsuz düşünceler ortaya koydular. Yedikleri ayrı gitmeyen bazı samimi arkadaşları bile Mustafa’nın yükselmesinden kıskançlık duydular.

      Bu tartışmalar devam ederken Kazak gazetesinde Seyilbek Meyramoğlu’nun öncülüğünde bir grup öğrencinin imzasını taşıyan açık bir mektup yayımlandı. Petersburg’dan gönderilen mektubu kaleme alanlar, Devlet Dumasına bağlı büroya ikinci kişi olarak gazete yönetimi uygun gördüğü için Mustafa Çokayev’in atandığını gazetelerden okuduklarını yazıyorlardı. Konuyla ilgili düşüncelerini de şu şekilde dile getiriyorlardı:

      “Bu iş birçok kişiden habersiz yapıldı. Kazak aydınları da büro işleri için para toplayanların birçoğu da kabul edilecek kişiyi bizim gibi Kazak’ın 203. sayısındaki haberden öğrendi. Mustafa Çokayoğlu büroda yararlı ya da yararsız olur demiyoruz ancak ama ulusu ilgilendiren meslelerin ele alındığı bir kuruma tepeden inme bir yöntemle kişi gönderilmesini doğru bulmuyoruz…”

      Söz konusu mektubunun devamı Kazak gazetesi editörlüğünce verilen cevap içeriğinde özet olarak yayımlandı:

      “Büroya ikinci bir şahsın atanması hakkında Seyilbek ve arkadaşlarının yukarıda yayımlanan mektubuna cevaptır: Mektupta özetle “Büroya atanan ikinci şahıs, çoğunluğun tensibiyle seçilmeliydi ama öyle olmamıştır. Büro yetkilileri ve Kazak gazetesi yönetimi kendi iradeleriyle Mustafa’yı görevlendirmiştir ve halk süreçten habersiz kalmıştır.” deniyor. Ayrıca geç de olsa gazete aracılığıyla halkın onayının alınmasının uygun olacağı savunuluyor. ‘Büroda görevlendirecek kişi halk tarafından seçilmeliydi…’ şeklindeki düşüncesini doğru buluyor ve öyle olması gerektiğini de biliyoruz lakin mektup yazarken içinde bulunduğumuz siyasî durumu dikkate alsalardı öyle düşünmezlerdi. Bu açıdan bir değerlendirme yapsalar bizi ‘gizli’ bir atama yaptık diye eleştirmezlerdi.

      Siyaset bir yana… Muhbir ve şikâyetçi kardeşlerimiz! -Bunların kim olduklarını daha sonra duyuracağız-‘Kazak gazetesi bunu yapıyor, şunu yapıyor’ diyerek üst üste asılsız suçlamalarla şikâyetlerde bulunurken, bu iftiralardan dolayı 3 bin ruble para ceza almışlarken, ‘toplanan para’ … ‘halk seçimi’ … diyerek ispat istemenizi de anlayamıyoruz. ‘Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!” dedikleri işte bu olmalı. 25 Haziran Kararnamesiyle ilgili birçok iş ve olay açığa çıktı. Dumanın açılışından önce Müslüman Grubu ve bürosu namına, Kazak vilayetleri ve Türkistan vilayetinde yaşanan olaylarla ilgili belge toplanıp bunların düzenlenmesi ve yönetilmesine yardım etmesi amacıyla Kazaklar adına faydalı bir temsilci olarak Mustafa’nın uygun görüldüğünü büro çalışanları da belirttiler. Halka danışamamamızın esas sebebini yukarıda belirttik. Ayrıca Dumanın açılışı bu kadar yaklaşmışken, güvenilir büro çalışanları olur vermişken, hâlihazırda Petrograd’da bulunan Mustafa’yı tabir caizse ‘Kel taranıncaya kadar düğün dağılmasın!’ düşüncesiyle biz de uygun gördük. Petrograd’da yaşayan ve yukarıdaki mektubu yazanlardan birisi büro yetkililerince ‘Bunlarla çalışmıştık, görev için şu şahıs uygundur.’ deselerdi biz de onu uygun görürdük. Bunun yanı sıra Mustafa’yı uygun görmemizin diğer bir sebebi de şudur: Bu sene 10 Nisan’da Torğay ve Oral vilayetlerinin bazı aydınları kendi aralarında büro için kimi seçeceklerini istişare ederek şöyle bir karara varmışlardı: ‘Biri Alihan olsun. Eğer yeteri kadar para bulunup ikinci şahıs görevlendirilecek olursa o da diğer Kazak vilayetlerinden, hayat tarzı farklı bir Türkistanlı olsun.’ Sonrasında Türkistan Kazaklarından bazı okumuş ve önemli kişilerin fikrini de sormuştuk. Türkistan’dan büyük meblağda para yardımında bulunan kanaat önderlerinden Kocahmet Aksakal da ‘Türkistan’dan birini arıyor iseniz, Mustafa olsun.’ dedi. Yine mektubu kaleme alan beyler tarafından adı zikredilen Muhamedcan Tınışbayoğlu’nun kendisi de Türkistan’dan Mustafa’yı uygun görmüştür. Orada Mustafa’yı takdir eden başka kişiler de vardı. 25 Haziran Kararnamesi yüzünden yaşanan olayları Mustafa, Milletvekili Tevkeleyev’le birlikte Türkistan vilayetini gezerek bizzat görmüş ve konuyla ilgili bir hayli bilgi de toplamıştır. İşte bizim Mustafa’yı uygun görmemizdeki sebepler bunlardan ibarettir. Yoksa arkadaşımız olduğu için ve onu kendimize yakın gördüğümüz için bu yarışa sokmadık…”

      Mustafa, Dumadaki görevine hızlı bir şekilde başladı. Müslüman Grubu üyeleri ve Dumadaki Müslüman milletvekilleri için çeşitli konularda sunum metinleri hazırlıyor, Rusçayı iyi bilmeyen bazı milletvekillerine yardımcı oluyor, onların işlerini kolaylaştırıyordu. Dumada milletvekili bulunmayan diğer Müslüman halkların temsilcileri de onu arayıp buluyordu. Göreve başladığı ilk günden itibaren cephe gerisinde ağır işlerde çalıştırılmak amacıyla askere çağırılan Türkistanlıların meseleleriyle de yakından ilgilendi. Alihan Bökeyhanov’la birlikte cepheye gönderilen yiğitlerin durumlarını yakından takip etti, çalışma şartlarının kolaylaştırılması için devlet kurumlarıyla anlaşmalar yaptı. Kerenski’nin desteğiyle Müslüman Grubu Başkurt Temsilcisi, aynı zamanda 1913 yılından beri tanıdığı yakın arkadaşı olan Zeki Velidî ile Türkistanlı işçilerin durumunu incelemek üzere cepheye de gitti.

      Mustafa’nın siyasî bilgisini ve cesaretini fark etmiş bulunan Müslüman milletvekilleri çok geçmeden onu meslektaşları gibi görmeye başladılar. Dumaya üye olmasını destekleyenlerin sayısı da gün geçtikçe arttı hatta han soyundan gelen Salimgerey Cantörin, Ufa’daki arazisinin bir kısmını Mustafa’ya bağışlama kararı verdi. Büyük arazi sahibi olması onun Dumaya mebus seçilmesini kolayşatıracaktı fakat Şubat Devrimi bu yardımsever insanın planını akim bıraktı.

      ÖZERKLİK HAYALİ

      Mustafa, Şubat Devrimi’ni büyük umut ve heyecanla karşıladı. Çarlık rejiminin yıkılması özgürlük yolunu aydınlatan bir ışık gibiydi. Sömürge pençesinden ve esaretinden kurtulma imkânının doğduğu bu dönemde aynı fikirleri paylaşan arkadaşlarıyla bir araya gelerek Geçici Hükûmetin